22 Şubat 2017 Çarşamba

ZÜLKARNEYN KISSASININ LEDÜNNİ BOYUTU

Kuran’ı Kerim’in Kehf suresinde zikri geçen Zülkarneyn(a.s)’ın zulumat yaptığı yolculuğun mana boyutunu şu şekilde izah etmişlerdir:
“Zülkarneyn(a.s)’ın Sure-i Kehf’te anlatılan kıssası süluk ehlinin enfüste yaptığı nefis mücadelesidir.
Zülkarneyn (a.s)’ın dünyada şehirler fethetmesi ;ehli sülukun nefis kalelerini fethetmesi;hazineler zabtedmesi ;ehli sülukun bilgi hazinelerine malik olmaları;inanmayanları öldürmesi  veya esir alması da eskiden kalan bayağı  ve kötü huyları yok etmesi ;yine inananlara sahip çıkması ve onlara ikram ve izzetlerde bulunması da ilahi emirlere uymak ile elde edilen güzel huyların kazanılmasıdır.
Tüm bu anlatılanlar kişinin kendi nefsi ile yaptığı batıni seyirler ve mücadelelerdir.
Mesela Zülkarneyn(a.s)önce garp tarafına gitmiş ve oralardaki şehirleri fethetmiş,daha sonra da şark tarafına gitmiş ve yine oralardaki şehirleri fethetmiştir.
Burada , garp tarafındaki şehirler,insanın bedenidir.Çünkü beden,ruh güneşimizin battığı yer, yani garpdır.Önce bedenin şeriat hükümlerinin emrine girmesidir.
Aynı şekilde şark tarafındaki şehirleri fethetmesi de süluk ehlinin nefislerindeki Allah ve Resulullah(s.a.v)Efendimizin ahlakına muhalif edecek tüm adi huyların ve amellerin güç ve riyazetler yaparak nefislerini tamamen temizlemiş olmalarıdır.
Böylece önce bedenini daha sonrada nefsini fethetmiş(temizlemiş)oldu.
Onun için önce garp tarafını fethetmiş, yani garbı tamamen temizlemiş .Garbı tamamen fethettikten sonra şarka yürümüştür.
Daha sonra şark tarafında kendisine tabi olan  ve O’nun emri altına giren halk(ki bu kişinin nefsidir),kendileri ile kendilerine devamlı rahatsızlık veren hatta onlardan çoğu kimseleri öldüren Yecüc ve Mecüc arasına bir set yapmasını ister.
Yecüc ve Mecüc ,kalbe devamlı saldıran  ve onu kötülüklere sevkeden , kötü düşünceler ve vesveselerdir. B set , ehli sülukun bedenlerini  ve nefislerini kalpteki kötü düşüncelerden koruyacaktır.Bu set de zühd, takva ve ihlasdan meydana gelmiştir.
Zühd takva ve ihlas ile süluklarını tamamlayanlarda Yecüc ve Mecüc hiçbir zaman o seti aşamaz ve onlara ulaşamaz.
Yecüc ve Mecüc seddi her gün kazar  ve set de her defasında kendini yeniler.Çünkü kötü düşünceler ve ve vesveseler mümin kişiye her gün saldırır.Ancak müminlerin bir kısmı o kötü düşünceleri ve vesveselenri yok eder.Hatta bazı küçük günahlar da yapılan iyi ameller sayesinde affedilir.Allahu Teala Hud suresi 114 ayetinde:”İyilikler,kötülükleri giderir”diye bizleri müjdelemiştir.
Resulullah Efendimiz:”Günahtan tevbe eden,günahı olmayan gibidir”buyurmuşlardır.
Zühd,takva ve ihlas ile kalbi dolduran kimseye Yecüc ve Mecüc denilen kötü düşünceler ve vesveseler saldıramaz.Saldırmaya da fırsat bulamaz,anck bunlar kalpte bulunmazlarsa saldırabilirler.Bu sefer de kalbi istila ettikten sonra nefsini ve bedenini istila ederler.
Beden ve nefis istilaya uğradıktan sonra kişide amel ve ahlak çöker.Artık bedeni şer’i amelleri edemez ve ahlakı da Allah ve Resulullah’ın ahlakına tamamen zıt olur.Yani kendisi artık Allah’ın değil de şeytanın halifesi olmuş olur.
Yecüc ve Mecüc kıyamet yaklaştığı vakit seddi aşıp mülhitlerin üzerine saldırır.Çünkü mümin kimseler bulundukça “Allah Allah”diyen kimseler bulundukça kıyamet kopmaz.Yani Yecüc ve Mecüc’ün nefsimizi ve bedenimizi ele geçirdiği vakit ,artık bizim için kıyamet yakındır.Eh artık bu kadarını da sen anla”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder