19 Şubat 2017 Pazar

GARSONUN HACCA GİTMESİ

Azizim Necib Sultan anlatmıştı.Ömrü lokantalarda garsonluk yapmakla geçen birisi ,parasızlık içinde Hacca gidemeyeceğini hisseder ve üzülür.Bir Hac mevsimi,çalıştığı yerin önüne hacıları taşıyan bir otobüs durur.Organizasyonu yapan  otobüsteki şahıs bu garsona’a latife eder:”Haydi seni hacca götüreyim”.Garson zaten dünden hazırdır.Hemen önündeki önlüğünü çıkartır,diğer çalışanlara tenbih ederek siz benim evdekilere haber bırakırsınız”der otobüse biner.Kilisteki kapıdan geçerler,Suriye ürdün sorunsuz geçilir.Otobüstekiler bu beş parasız hac yolcusunun durumunu öğrenirler kendi aralarında para toplayıp adama verirler.Suudi sınırında polisler kontrol ederler ki bizim garsonun pasaportuundaki fotoğraf ile kendisi birbirine benzememekte diye zorluk çıkartıp araçtan indirmek isterler.Bizim garson uyanık adamdır.Polislerin amirine şu sözü söyler:”Eğer beni arabadan indirip Hacc yapmama mani olursanız,ben sizi Resulullah efendimize şikayet ederim.Ya Resulallah,bunlar benim seni ziyaretine engel oldular diye”.Bu ağır tehdidi duyan amir derhal pasaportunu iade eder ve buyrun geçin der.Aynı şahıs bir gün terzi dükkanıma geldi.Dükkan içinde hali vakti yerinde zengin bir kişi vardı. Zengin kişi ile garson aynı şehirden hemşeri idi.Zengin kişinin mühendis olan oğlu Taşeron şirketi kurmuş Demir Çelik fabrikasına iş yapmakta ve kazandığı tüm paraları da bağ , bahçe  ve arsa satın alarak yatırım yapmakta idi.Bu şahsı gören  garson,adama direkt olarak benim masraflarımı sen çekerek beni hacca göndermezsen elindeki olan tüm mallar gider iflas edersin ”diye tehditvari konuştu.Zengin adam bir cevap vermedi.Garson çıktı gitti.Gerçekten de bir müddet sonra o zengin olan adam iflas etti.  


‘  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder