12 Ocak 2022 Çarşamba

İDEAL BİR DİN ADAMI ŞİFRELERİ

 Nurettin Topçu, ilk açılan İmam Hatipler arasında bulunan İstanbul İmam Hatip okulunun Lise kısmı açıldıktan sonra okulların açılmasında büyük emeği ve gayreti olan Celal Ökten hocanın isteği ile ders vermeye başlar.Okulun müdürü Mahir İz' dir.bir kaç ay sonra okulun muhasebesiyle alakalı görevli Saniye hanım bir sabah müdürün odasına gelir ve Nurettin bey'den şikayetçi olduğunu belirtir ve şunu söyler:"Bütün öğretmenler geldiler, ders ücretini aldılar.Nurettin bey gelmedi.Kaç kerre kendisine haber saldım,ücretler hazır gelsin alsın dedim hiç oralı olmadı.üç aylık ücreti birikmiş zimmetimde duruyor, lütfen siz söyleyin gelsin alsın."

Hoca'nın ders günü cuma günü.Mahir Bey, Topçuya haber salar ve odasına gelen hoca'yı koltuğa oturttuktan sonra meseleyi aktarır ve niçin parayı almadığını sorar.Topçu:"Ben bu okula ücret almak için gelmiyorum, ibadet için geliyorum".Müdür şaşırır:"Nurettin bey siz devletten zenginmisiniz?Bu sizin hakkınız.Sevap kazanmak istiyorsanız, parayı alır fakirlere dağıtırsınız.Burada bunca fakir talebe var,siz imzayı atın, muhasebeci zimmetten kurtulsun.Biz o parayı ihtiyaç sahiplerine ulaştırırız".

Topçu "Müdür bey.Ben buraya ibadet için geliyorum.siz de bilirsiniz ki ibadet para için yapılmaz.Ben imzayı atıp parayı zimmetime geçirdikten sonra  o parayı ha yemişim  ha fukaraya dağıtmışım ,bir şey değişmez,dedi.

Müdür bey ısrarla:"Nurettin bey bu para tahakkuk ettirilmişve devlet tarafından ödemesi yapılmış.Biz artık onu iade edemeyiz.siz sadece imza atın,parayı almayın.İstemiyorsanız bundan sonra ücret tahakkuk ettirmeyiz, mesele de biter" dedi.Topçu müsade isteyerek "zil çaldı sınıfta olmalıyım" diyerek çıktı.Mahir İz, Topçu'yu yıllardır tanıyordu.Lakin bu kadar idealist olduğunu bilmiyordu."Ne tuhaf adam, ne kadar da idealist.Tıpkı Mehmet Akif bey  gibi".Hayranlığı daha da arttı.

Mahir iz müdür olduğu 1957 tarihinden sonra üç sene İmam Hatip'in lise kısmına felsefe öğretmeni olarak devam etti ve bu hizmetinden dolayı kuruş almadı.

Yıllar sonra bu hadiseyi soran bir talebesine şunları söyledi:O okuldan mezun olacaklar, umumiyetle din sahasında görev yapacaklar.Din uğruna verilen hizmetler, hiçbir maddi ücret söz konusu olmadan yalnızca Allah için yapılmalıdır.Ben hizmeti Allah için yapmalıyım ki , öğrencilerimden Allah için hizmet etmelerini bekleyelim.Biraz da sizlere örnek olmak istedim.O yüzden ücret almamam gerektiğine inandım

(Emin Işık;Çağdaş bir dervişin rüyası)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder