23 Temmuz 2020 Perşembe

ŞERİAT BUGÜNKÜ MENEDİYET DENİLEN NESNEYİ NİÇİN REDEDER?

Bu soruyu Bediüzzaman Said nursi hazretlerine sormuşlar:"Neden şeriat şu medeniyeti reddeder?"
Hazret, Sünuhat isimli eserinde bu soruya şöyle cevap vermiş:
Dedim:"Çünkü beş olumsuz esas üzerine kurulmuştur. Dayanma noktası KUVVETTİR. Kuvvetin yapacağı fiil tecavüz etmektir. Hedefi kastı MENFAATTİR. Menfaat ise karşılıklı zorlaştırmadır. Hayatta düsturu SAVAŞTIR. Savaş çekişme demektir. Toplumlar arasındaki bağı diğerini yutmakla beslenen ırkçılık ve menfi milliyettir. Irkçılık fiili ise çarpışmadır. Cazibedar hizmeti heva ve hevesi coşturma ve arzularını tatmin ve taleplerini kolaylaştırmaktır. O heva ise insanı meleklik mertebesinden köpeklik seviyesine indirir. Bu medenilerin çoğu eğer içleri dışa çevrilse, kurt, ayı, hınzır, maymun postu görülecek bir hale gelir.
Bu hazır medeniyet, insanların yüzde seksenini meşakkate, eşkıyalığa atmış, kalan yüzde onunu  hayali saadete çıkarmış son kalan %10 unu da ikisi arasında bırakmıştır. Bu ise azınlığın mutlu olmasıdır. İnsan cinsine rahmet olan Kur'an, ancak umumun saadetini içeren bir medeniyeti kabul eder. Serbest hevanın tahakkümü ile zaruri olmayan ihtiyaçlar, zaruri ihtiyaç haline gelmiş, Bedevilikte dört şeye muhtaç olan insan, bu medeniyet ikliminde yüz şeye muhtaç olmuş bu nedenle fakir olmuştur. Çalışması, kazanmaya kafi gelmediği için hileye, harama sevkolunup ahlakın esasını bozmuştur.
İslam medeniyetinde dayanılan nokta Hak dır. Haklı olan kuvvetlidir. Adalet ve denge esastır. Hedef menfaat yerine fazilettir. Bunun görüntüsü muhabbet ve duygudaşlıktır. Birlik yerine ise ırkılik ve milliyeti değil din bağını ve vatan sevgisini esas alır. Görüntüsü samimi kardeşlik ve yalnız müdafaadır. Çekişme yerine dayanışma esasdır. İnsanlığa terakki ve ruhen tekamüldür. Hevayı sınırlar, süfli hevesleri değil yüce duyguları tatmin eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder