18 Temmuz 2020 Cumartesi

BAŞKASINI TANIMAK

Atalarımız “İnsanın alacası (kötü huy) içinde, hayvanın alacası dışında” der. Biz biliriz ki merkep inattır, tilki kurnazdır, deve kindardır. Ama hayvanat nev’inin aksine, insanoğlu farklı farklı karakterlere sahip... Kimin kurnaz, kimin bencil, kimin dalkavuk kimin menfaatperest olduğunu ilk bakışta bilemeyiz. Doğru hüküm verebilmek için birtakım tecrübelerden yararlanmamız gerekir.
Öncelikle belirtelim ki Hz. Ali’nin ifadesiyle “İnsan, dilinin altında saklıdır.” Yüz yüze görüşüp konuşmadan, sohbetlerini dinleyip yazılarını okumadan onu hakkıyla tanıyamayız. Uzaktan davulun sesi hoş gelir misali başkalarının övgüleri yahut yergileri bizi yanıltabilir.
Büyüklerin ifadesiyle, bir insanı iyi tanıyabilmek için onunla yolculuk veya alışveriş yapmak lazım. Borcuna sadık mı, sattığı malın kusurunu söylüyor mu, pazarlık yaparken nalıncı keseri gibi hep kendine mi yontuyor? Yolculuk esnasında lokantada hesap ödeneceği zaman lâvaboya gidiyor mu? Bunlar muhatabımızı tanıma bakımından bizlere önemli ipuçları verebilir. Bir mirası bölüşürken takındıkları tavırlar da insanları tanıma bakımından önemlidir. Mirasın kaymağına konmak isteyenler yahut kur’a sonucu kendine çıkan hisseye razı olmayıp tekrar kur’a çekilmesini talep edenler biliniz ki menfaatlerine düşkün kişilerdir. La Bruyere’in  “Bir insanı tanımak istiyorsanız onu büyük bir mevkiye getiriniz” sözü de önemlidir. Kişinin makam ve mevkisi yükseldikçe, olgun başak misali boynu eğiliyorsa yani tevazusu artıyorsa ne âlâ... Bilakis makam-mevki ile birlikte gurur ve kibri de kabarıyorsa hemen notunu verebilirsiniz.(Prof Dr.Ahmet SEVGİ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder