15 Temmuz 2020 Çarşamba

ÖLDÜKTEN SONRA NE DİYECEKLER?

Bir gün Atatürk etrafındakilere sorar:
– “Söyleyiniz, ben öldükten sonra bu millet hakkımda ne diyecek?”
Orada bulunanlar, “Paşam, size ‘dahi', ‘büyük kurtarıcı', ‘büyük komutan' diyerek yad edecekler.”
Atatürk, “Hayır bilemediniz. Halk benim için etrafını dalkavuklar sarmasaydı bu memleket için daha çok şey yapacak diye anacaklar.
Bir asır öncesine ait bu durum bugün de yaşanmıyor mu? Bugünden itibaren bir asır sonra da yaşanmayacak mı?
Otoritenin etrafını daima dalkavuklar sarar. Madem ki Mustafa Kemal etrafındaki dalkavukları biliyordu niye mani olmadı? diye sorulabilir. İşte mesele de burada. Çünkü, medh (övme) nefse çok tatlı gelirmiş. İptila gibi vücud ona alışırmış. Uyuşturucu müptelası, avcılık müptelası, definecilik müptelası, hırsızlık iptilası(Kleptomani) nasıl insan bedenini yönlendiriyorsa, övme de aynı şeydir. Bu yüzden kişiyi yüzüne karşı methetme İslamda yasaklanmıştır. Yasaklanma nedeni muhtemelen nefsi tetiklemesidir.
Rahmetli Korkut Özal, kardeşi Turgut Özal ve çevresi ile alakalı Kanal D de yayınlanan bir programda konuşmuştu.
"Cumhurbaşkanının etrafını saran insan halkasının övmelerinden dışarısını görmek mümkün değildir. Zira bu halkanın dışını görmek için ya Evliya olmak, yahut bir evliya yanında olmak gerekir" demişti.
Siyasal eleştiriye, yahut düşünce hürriyeti kapsamında kalan eleştiriye tahammül edemeyenler hücrelerine kadar övülme ateşine yakalanmıştır. Övmenin getirdiği "Benlik" anlık ayaküstü kararların kararnameye dönüşmesini sebep olmaktadır."Ben" ve "Biz" kelimelerinin muhatabı şeytana asker olanlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder