Tevazusuyla bilinen Seyyid Ahmed’in yolunu ve yöntemini
en güzel kendi sözleri anlatıyor; “Allah’ın emrini yüceltmekte, yaratıklarına
şefkatle ve Resulullah’ın(sav) sünnetine uymada, Hakk’a giden yol olarak, taat,
fakr ve alçakgönüllülükten daha yakınını ve kolayını görmedim”, “Sufiler
topluluğu birkaç fırka olmuş; Ahmedceğiz ise horluk hakirlik, alçakgönüllülük,
acizlik ve ızdırap fırkasıyla beraber kalmıştır”…
Hem Seyyid(Hz.Hüseyin-ra- soyundan) hem
Şerif(Hz.Hasan-ra- Soyundan) idi, “Ebu’l Alemeyn” yani çifte sancak sahibi
olarak anılmasının bir sebebi de ola ki buydu.. “Adına Hamid de diyordu.
(Hakk’a yürümesine yakın)Bir gün arkadaşlarına; ‘İçinizden kim ki, bu Hamid’de
bir ayıp görür; ona bildirsin’ dedi. Aralarından biri kalkıp şöyle dedi;
‘Efendim, sende büyük bir ayıp var’.. ’Söyle ey kardeşim, o ayıbım ne ola ki?’
O şahıs da şöyle dedi; ‘Senin ayıbın bizim gibi müridlerin olmasıdır’… Sohbette
bulunan fukara hep birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Rifai hazretleri de
onlarla birlikte ağlıyordu. Bir ara ağlamaları diner gibi olunca şöyle dedi;
‘Ben size hizmetçiyim.. Ben hepinizden aşağıyım’…
“Vuslat kapıdır,
Allah’ın lütfu anahtardır, cömertlik merdivendir, ihlas kuvvettir. İhlas sahibi
olduğun vakit merdivene çıkarsın, cömert olduğun vakit anahtara ulaşır,
Allah’ın izniyle kapıyı açarsın. Tarikat; doğruluk, ihlas, iyi huy ve kerem
üzerine kuruludur. Zenginlik ilimle ve süs hilim(yumuşak huy) iledir…”
“İnsanların
ayıbına bakmamak dervişin şartlarındandır”
*“Biri sana; ‘Ben göklere yükseldim veya yükselirim’
derse ona inan, inkar edip yalanlama! Eğer yalancı ise yalan kendisinedir, sana
bir zararı yok. Eğer o kimse doğru söylemişse onu yalanlayıp inkar ettiğinden
dolayı sen zarar görürsün”
*“Cenab-ı Hak’tan başkasının külli ve cüzi herhangi bir
etkisi olduğuna inanmak Allah’a ortak koşmaktır, küfürdür”
*“Hikmet, Allah’tan korkmaktır. Rabıta, Allah’a
tevekküldür. Tedbir, işlerini Hakk’a havale etmektir. Teslim ‘Hepsi
Allah’tandır de’(Nisa 4;78) sırrı üzerine amel etmektir”
*“Nefsini, hallerini ve amellerini görmek, yani onlara
değer vermek Allah’ın gazabına yol açan şeylerdir. Ameli için Allah’tan
karşılık beklemek ise ondan daha ağır sonuç doğurur”
*“Bir kimsenin Hak’tan gayri şey için sevinç duyması daha
sonra o kimsenin vehime, kuruntuya kapılmasına yol açar”
*“Boş sözden, dedikodudan ne kadar başlar uçmuş, ne kadar
kimsenin dini mahvolup gitmiştir”
*“Mevcudatı genellikle beğenmek muhabbetin sağlamlığına,
onları kısmen beğenmek ise zulmete yol açar. Nurlar kalpte yerleşirse,
organlardan iyilik doğar. Dünya sana yönelirse onun meşguliyeti bitmek tükenmek
bilmez; yüz çevirdiğinde ise ateşine katlanılmaz. Akıllı olan, ikbalinde
meşguliyet, idbarında hasret olan şeye güvenmez. İddia sahibi olmak
ahmaklıktır, kalp onu tutmaya dayanamayıp dile sevkeder. Ahmağın dili de onu
söze getirir”
*“Kimseyi küçük görmemelisiniz! Dünya işlerine ve ümmetlerin
hallerine ve adetlerine ibret gözüyle bakmalısınız”
*“Kalp bir cevherdir, gaflet toprağı ile karanlık ve
yıkık hale gelir ki, cilası fikir, nuru zikir, koruyucusu sabırdır”
*“Zikir, vesvese verenden kalbi korumak, insanlara
meyletmeyi terketmek, her türlü davadan boşalmak, vahdeti kesrette bulmak,
kalbe gelen manayı iyice düşünmektir. Doğruluk, Hakk’ın yardımının merdiveni,
takva, hidayetin evi, teslim olmak, ilahi emre riayetin ta kendisi, ihlas en
iyi korunma yolu, velayet ise Hak için mahzun ve alçakgönüllü olmaktır”
*“Her Müslümanın kalbinde ilahi bir vaiz vardır. İnsanın
kendine kendinden öğüdü olmazsa, edilecek vaaz ve nasihatten faydalanamaz.
Gaflette kalan biçare nasihatten ne fayda görebilir? Gaflet yüreğin
karalığıdır”
*“Korkudan muhasebe(kendini hesaba çekme), muhasebeden
murakabe(kendi iç alemini gözetme), murakabeden meşguliyet, meşguliyetten Hak
için meşguliyete devam etmek hasıl olur”
*“İslam hikmetin ruhudur. Arif akıllı olmazsa vesveseci
olur, akıl sahibi hakim(hikmet sahibi) olmazsa hata eder. Hakim mümin olmazsa
evhamlı olur”
*“Hikmeti bulduğunuz yerden alınız! Dikkat nazarınızı
hikmet ve hakikate açınız, nereden çıktığına ve kimden göründüğüne bakmayınız!”
*“Kuran okuyunuz, Kuran okumayı bilmeyen ‘Kul Hüvallahü
Ahad’ı okusun; onu üç kere okumak hatim gibidir” derdi, Hz.Peygamber(sav)
hakkında da” “O delil, o kapı, o vasıta ve en çok nasibe sahip olan ve o en
büyük sırdır” buyururlardı”
*“Ehl-i Beyt’in şanını ululayın, onlara ikram ve hürmet
ediniz! Onlar hakkında bir kimsenin kötü şeyler söylediğini işittiğiniz vakit,
gücünüz yeterse susturunuz, mümkün olmazsa, parmaklarınızı kulaklarınıza
tıkayınız! Çünkü dünya ve ahiret ve bunlardaki her şey, bu büyük aileye bağış
olarak verilmiştir; ve onlar hakkında Cenab-ı Hak ‘Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden
sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor(Ahzab 33;33)’ ve ‘De ki:
Ben buna karşılık, akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum(Şura
42;23)’ buyurmuştur”
*“Senden üstün olanlarla sohbette dikkat edilecek edep,
iyi hizmettir. Aynı seviyeden olanlarla sohbet, onları kendine tercih etmektir.
Kendinden aşağıda olanlar hakkında edep, onlara şefkat etmek, öğüt vermek ve
güzel terbiye vermektir”
*“Derviş olana göre bir nefes alacak kadar zaman, pek
değerlidir. Vaktinizi boşa geçirmekten sakınmalısınız; çünkü vakit kılıçtır,
iyi ameller işlemezseniz sizi keser”
*“Bir buğday tanesi ayak altında kalır da hürmet
gösterilmezse Hakk’a şikayet eder, bundan dolayı da fiyatlar artar”
*“Nimeti inkar etmek, onun yok olmasına sebep olur;
karşılığı budur. Nimetin şükrü, nimetin değerini itiraf etmektir”
*“Teslimiyet bıçağıyla, itiraz ve muhalefet ipini kesip
bitirdiğiniz vakit zikretmiş olursunuz. Size ‘deli’ deninceye kadar Allah’ın
zikri ile meşgul olunuz”
*“Vecd ve sema/musiki tarikatın kandili, tevhid ve
marifet ise hakikatin kandilidir”
*“Ben size ‘sebeplere sarılmayı bırakarak ticaretle,
sanatla ilgilenmeyiniz’ demiyorum; fakat ‘haram ve gaflet karıştırmayınız!’
diyorum”
*“Tevazu ilmini tahsil et, hayret ilmini öğren, alçak
gönüllülük ve Hakk’a muhtaçlık bilgisini tahsile çalış! Alemi de kendini de bu
hallerinle aldatıyorsun. Dostunun düşmanlarından uzaklaşmayınca, kendisine
yaklaşamazsın. Düşmanlarıyla düşüp kalkarsan seni kabul eder mi?”
*“Kolaylıkla ve zahmetsizce dost arayan, vaktini dostsuz geçirir”
*“Senin dostun, seni günahlardan sakındırandır,
arkadaşın, ayıplarını gösterip gördüren ve kardeşin, seni Hakk’a irşad edendir”
*“Cenab-ı Hakk’a; ‘Ya Rab, beni ilimle zenginleştir,
yumuşak huyla süsle, takva ile yücelt ve afiyetle güzelleştir’ diye dua eyle!”
*“Arifin vecdi imandır, durması izandır. Samimi kulluk,
kulun Cenab-ı Mevla’sına teslimiyette bulunmasıdır; çünkü insan, kendi nefsine
yardım etmeye kalkışır ise yorulur. Cenab-ı Hakk’a işleri havale ederse
akrabası ve yakınları olmaksızın yardım görür ve başarıya ulaşır”
*“Nefsinden ve masivadan vazgeçmiş ve doğuştan getirdiği
tabiatını yok etmiş olanlar ebedi olarak cehaletten kurtulmuşlardır. Dervişlik,
cübbe ve sarıktan ibaret değildir. Cübbe hüzünden, sarık doğruluk ve ihlastan
olmalı, elbiseler tevekkülden dokunmalıdır. Biliniz ki, arif olan görünüşte
şeriat nurlarından uzak olmaz. İçindeki muhabbet ateşi sönmez. Kıl ucu kadar
bile yoldan sapmayarak emirlere uyar. Yüreği vecd ve hal ateşi üzerinde kebap
olur”
*“Aşağıda gelecek vasıflar ve huylar öldürücü zehir
olduğundan, onlardan sakınıp uzaklaşarak Allah’tan korku üzere bulunmanızı
tavsiye ederim. Bunlar; haset, kibir, yalan, gıybet, hırs, öfke, riya ve
zulümdür”
*“Nefis üç kısımdır; emmare, cahil ve asilerin, levvame,
müminlerin, mutmainne de başarıya erenlerin ve ariflerin nefsidir”
*“Nefse ait güçlerden en üst seviyede olanı şehvettir;
onu rahatsızlık verici bir korku yahut kuvvetli ve sağlam bir şevkten başka bir
şey yok etmez”
*“Hak Teala’nın kulları olan yüce veliler hazretlerinden
yardım isterseniz, görülecek yardımın kendilerinden olduğuna itikat
etmemelisiniz. Bu inanış şirktir. Ancak Hakk’ın veli kullarına ilahi sevgisi
olduğundan, yardımı bu sevgi üzerine kurup, istedikleriniz Allah’tan olmalıdır”
*“İhlas, amelleri dünya ve ahiret için yapmayıp sırf
Allah için yapmaktır”
*“Bir adamın akıllı olduğu sıkıntı zamanında sabırlı,
bolluk zamanında alçak gönüllü, her işte ihtiyatlı ve hakkı gözetici olmasından
bilinir”
*“Halkın haklarını bilip tamamiyle yerine getirirseniz,
yani büyüklere hürmet, küçüklere merhamet, kötülük edenlere iyilik, iyilik
gördüklerinize layık olan davranışı gösterip, halkın büyüklerinin öğüdünü
dinler, kötülerinden uzaklaşır, biçarelere yardım ederseniz, halk sizden emin
olur, hepsinin güvenini kazanırsanız, nefsinizi iyi yönetmedeki başarınızdan
dolayı, Cenab-ı Hakk’ı razı etmiş olur ve akıllı ve hikmet sahibi kimselerden
sayılmış olursunuz. Eğer nefsinizi bilmeyerek cahillik eder ve halk katında
değer bilmezlikte bulunursanız, o halde kendinize yazık etmiş olursunuz.
Allah’ın gazabına uğrarsınız ve ahmaklardan sayılırsınız. Kıvılcımı üstünüze
sıçratıp kendinizi ateşe yakmayınız!”…
Hz.Pir Rifai(ks) Allah’a
niyaz ettiği üzere O’na, kendi nefsinden neredeyse hiçbir şey kalmayacak
biçimde vusul etti. “(Bedeninin) ölüm hastalığı içtendi. İçi erir giderdi.
Allah ne verdiyse dışarı çıkardı. Bu hastalık bir ay kadar devam etti. Yirmi
gün olmuştu ki, ne bir şey yemiş, ne de içmişti. Biri sordu; ‘Yirmi gündür ne
birşey yedin, ne de içtin; ya bu gelen nereden geliyor?’ Şu cevabı verdi; ‘Bu
gelen ettir. O çıkıyor. Artık et kalmadı. Yalnız ilik kaldı. O da bugün
çıkacak. Yarın Allah Teala’ya gideceğiz’. Dediği gibi oldu. İki veya üç defa
beyaz birşeyler çıktı. Sonra kesildi. Ve vefat etti. Perşembe günüydü. Son
kelimesi şu olmuştu; ‘La İlahe İllallah, Muhammedin Resulullah”… Gani rahmet
olsun, yolunda sabit-i kadem olma dileklerimle, sevdikleri ve sevenlerine Selam
olsun, Hakk razı olsun, himmetleri ve şefaatleri üzerimizde sahiban ve daim
olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder