Yaratılışında bir ilahi cevher taşıyan,
Ulvi ve Kudsi sırlara mahzen olan,
Maksadı özünde gizli bir mahiyettir.Bu ilahi cevher,ezelde saf ve berrak bir halde iken ,bir kafes hükmündeki bedene girmek suretiyle türlü kederler ve kusurlarla hemhal olmuş,bu sebebten ötürü ruhu yine asli saflığına eriştirmek için onu bedeni,dünyevi,nefsani niteliklerden birer birer arındırmak gerekmiştir.Tasavvufi faaliyetin merkezine oturtulan bu gereklilik ,Kur'an-ı Kerimde ilahi rahmetin bir vesilesi olarak peygamberler gönderilmesinin hikmeti olarak gösterilir.Bu arındırma faaliyeti Kuran'ın beyan buyurduğu üzere "aşağıların en aşağısına indirilen " yani bedeni-dünyevi-nefsani şartlar içine itilen insanın "en güzel kıvam"diye belirlenen zaman öncesi saflığına,ezeldeki haline tekrar kavuşmasıdır.Bu yüzden tasavvuf bitmek bilmez bir faaliyet olarak,sonsuz bir mana sahasına açılan manevi eğitime,seyri süluka yaslanır ve ondan nemalanır.Sülukun nihayeti Allah'a kavuşmadır.İnsanın kendini Allah'da bulmasıdır.
Alemde gizli merdivenler vardır,basamak basamak ta göğe kadar.Her sınıfın başka bir merdiveni vardır,her gidişin başka bir göğü.Her biri ,öbürünün halinden bi-haberdir.Geniş bir ülkedir ne başı var,ne sonu (Mesnevi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder