Azizim nakletmişti."Akşam namazını Konya Aziziye camisinde kıldım.Eve doğru giderken birisi kolumdan tuttu.Baktım.Babası ile görüştüğüm bir şeyh efendi.1.90 boyunda iri yarı kuvvetli birisi.beş yıldan beri görüşmemiştim.Dervişleri mevcuttu.Bana "Beni yedilerden Abdülbaki Efendi'ye götüreceksin"deyince ben biraz da isteksiz evini çıkartamam dedi.Israrla "Bana manada söylediler seninle gideceğim"deyince bir şey söyliyemedim.Yürümeye başladık.Konya'nın o zaman en lüks meyve ve sebze satan bir manavının önünde durdu.Turfanda olan meyvelerden önce büyücek bir sepete doldurdu.Sonra ikinci sepeti doldurdu.üçüncü sepeti doldururken manav sahibine bari bunlardan ikram yap dedi.Manav kızdı "hayır istersen diğerlerini de alma"deyince Peki peki dedi.Sonra bir taksi çağırdı.Taksiye bindik Abdülbaki Efendi'nin mahallesinin girişinde indik.Taksici gitti.Şeyh efendi her iki sepeti koluna taktı üçüncü sepeti de iki eli ile tuttu ,bu şekilde evi aramaya başladık ama ben evi çıkartamadm.bu durumda kararsız bir şekilde beklerken bir ufak çocuk peyda oldu direk bana Abdülbaki Efendi'nin evini sana göstereyim dedi.Kapıya kadar bizi getirdi.Şeyh efendi elinde sepetler benden önce avluya girdi.Abdülbaki Efendinin kaldığı oda sağ taraftaki genişçe bir oda idi.Şeyh Efendi daha önceden burayı tanıyormuş ki içeri girdik.Abdülbaki Efendi tahta bir kerevetin üzerinde 90 yaşını geçmiş vaziyette uzun oturmakta idi.Ben kapı tarafına eşikliğe yakın oturdum.Bir çok konuşmadan sonra Abdülbaki Efendi,gelen misafire sert şekilde çıkıştı.Sen bu şehre dün geldin.Otelde kaldın.Odanın penceresi açık.Hasta olacaksın diye pencereni kapatıyoruz.Ertesi gün gezdin gezdin akşam üzerimi hatırına geldi"v.s kabilinden fırçalama idi.
(Mürşit,terbiyesini üstlendiği kişiyi sürekli takip etmekte ve kollamaktadır)
Mevlana Vakfı İSKENDERUN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder