20 Ağustos 2021 Cuma

NASİP MESELESİ

 Nasip, Hak Tela'nın takdiriyle irtibatlıdır. Nasip insana iki şekilde verilebilir. Bunlardan bir bizatihi, diğeri ise bisıfatihi veriliş diye bilinir.
Nasibi bizatihi verilenler de, o nasibi almak için kişinin en ufak bir çaba harcaması gerekmez. Böyle bir nasip o kimseyi kovalar ve bulur. Böylelerine halk arasında "tuttuğu altın oluyor" benzetmesi yapılır, bunlar nadirdir.
Nasibi bisıfatihi verilenler ise nasiplerine kavuşabilmek için biraz çaba harcamaları gerekir. Bu çaba en azından bir öksürme şeklinde olmalıdır. Genelde insanlar bu iki guruba dahildir. Bu hali anlatmakla alakalı iki hikaye anlatılır:
Birinci hikayenin kahramını "Allah'ım benim ağzına kaşığı sokmadığın sürece hiç bir şey yemeyeceğim" der der yola düşer aç ve bitkin bir şekilde bir köy camisinin misafirhanesine sığınır. Tam karşısında ağanın evi vardır. Çocuk ısrarlara rağmen bir şey yemez. Aile perişandır sonunda çocuk; cami misafirhanesinde yemek yiye bileceğin söyler aile çocuğu oraya götürür. Çocuk misafire bakar bu amca yerse bende yerim der. Adama ısrar ederler adam yemem der. Çocuk "o yemezse ben de yemem " deyince ağanın tepesi atar ve "şu adamın ağzını açın zorla ağzına yemek koyun" der. Aynen öyle yaparlar ve çocukta yemeğe başlar.
İkinci hikayenin kahramanı da aç bir durumda ormanda kendini bulur, yiyecek yok. O civara piknikçiler gelir. Ancak adam bir çalının arkasına saklanır. Piknikçiler yer içerler, sonunda artan yiyecekleri de Kurt kuş yesin diye bırakmaya karar verirler. O esnada çalıların arasındaki adam öksürür. Adamlar bakarlar ki açlıktan beli bükülmüş biri hemen kalan yiyecekleri ona verirler. Adam karnını doyurur: "Allah'ım verirsin amma öksürtmeden vermezsin" der.
"Kısmete sıçramak lazımdır" der bir maneviyat büyüğü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder