14 Kasım 2020 Cumartesi

DİN DÜŞMANI BİR KEFERE:ABDULLAH CEVDET

Muhafazakar ve dindarlıktan öte din adamları yetiştiren bir ailenin çocuğu olan Abdullah Cevdet bir uçtan diğer uca öyle atlamıştır ki hayrettir. Abdullah Cevdet adi bir jurnalcı olarak İsviçre'den sınır dışı edilmiş bir insandır. Avrupa'da beraber göründüğü arkadaşlarına, padişahtan hatırı sayılır bir makam kopartınca ihanet eden bir adamdır. İngiliz muhipler cemiyetinin en itibarlı azası da ondan başkası değildir. Ve Abdullah Cevdet, Latin harflerini kabul etmemiz gerektiğini ilk savunanlardandır. Bu adamın en büyük hedefi ve ideali "halk arasında dinin nüfuzunu kırmaktı. İşte bu sıfatlarının yüzünden olsa gerektir ki Süleyman Nazif, onun hakkında yüzünün çopurluğunu ima ederek şöyle söylemiştir:"Cenab-ı Hakk, onun yüzünden hayayı tırnakla kazımıştır" Lafına esirgemeyen bir gazeteciye şöyle yakınmıştır:"Bak şu başıma gelen mürettip hatasına. Ben bu milletin öksüzüyüm diye yazmıştım; öküzüyüm diye çıkmış" Süleyman Nazif taşı gediğine koyar:"Ayol buna hatayı mürettip değil, savab-ı mürnettip denir" Abdullah Cevdet öldüğü vakit cenaze namazının kılınıp kılınmayacağı tartışılmıştır.Kalabalığın içinde bulunan bir kominist birisi bağırır:"Bu adam dinsizdi,İslam dışındaydı, namazı kılınamaz":Tartışmalar arasında namaz kılınır.İlahi bir tevafuk ki tüm cenaze arabaları meşgul olduğundan cenazeyi taşıyacak araba bulunamaz.Fener Rum Patrikhanesine telefon edilir ve bir cenaze arabası istenir. Ve haçlı cenaze arabasıyla mezarlığa götürülür. Abdullah Cevdet'in fikridir: Türk ırkını ıslah etmek için Macaristan'dan damızlık erkek getirelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder