15 Kasım 2020 Pazar

CİHAN DEVLET YIKMANIN HÜZNÜ

"Bir cihan devletini yıkmanın hüznü," hüznün baygınlık derecesi yok bizim aydınımızda. O hala neyi kaybettiğimizin farkında değil. Bir 23 Nisan çocuğu gibi mektep şarkıları söylüyor, hala kol sallıyor. Halbuki bu bir rejim meselesi değil ki. Cihan Devleti elden gitti. Ama bir cihan devletini yıkmanın hüznünü aramayın onda.Bulamazsınız. Oysa ki, Osmanlı ricalinde bu vardır. Son devrin büyük bestekarlarının ayinlerinde, saz eserlerinde, hatta şarkılarında hep hüzün tüter. Ben bunlardan bir tanesini hep içimde duyarım: "Yandıkça oldu suzan, kalb-i şeref-şanım.." Cumhuriyet aydını ise, bir cihan devletini yıkmanın nerede, bir devlet kurmanın neşesi ile mağrurdur. Halkın karşısına bu gurur ile çıkmaktadır. Kendisini, bu sebeple halktan alacaklı bulmaktadır Bir eski harap, iki odalı evi bile olsa insan bir gün olsun bunu burnunun direği sızlayarak hatırlar."Keşke satmasaydık" der, semtinden geçer, yolunu oraya düşürür. Yıkılmamışsa memnun olur.Sen ise,"Cihan Devleti"ni yıkmışsın. Baba evinin her bir parçası bir yerde kalmış, hepsi düşmemiş, hepsini sana düşman etmemişler. Sen devlet yıkmanın, hele böyle cihan devleti yıkmanın hüznünü hiç ama hiç duymamışsın. Ruhun kütleşmiş, duygusuzluğun cihan-alemi şaşırtmış. Hiçbir şey ole devam etmişsin Sen artık bundan sonra hiç bir asil duyguya yalan ol. Bu kadar kütleş, kütleştirilmiş vicdana hiçbir duygu sığmaz artık onun için "devlet yıkıcılığı" bu kadar revaç. Cumhuriyet aydın kafasında bir cihan devleti yıkmanın hüznünün buğusu bile yok. Ondandır bu duman"(Ergun Göze -Tercüman gaze6.1.1976

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder