7 Ağustos 2019 Çarşamba

UÇ DAVRANIŞLAR

 100 yıl önce bir yabancı diyor ki;;
- İstanbul'da, sokaktaki ağaçların kurumasını önlemek için, bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Müslümanlara rastlamak mümkün"
İnsanımızın içinde bu cevher mevcut.
Buradan nerelere savrulduk? Atatürk Çınar ağacına mani olur diye Yalova'daki köşkü kaydırarak taşıtmış. Bilmiyor muydu o ağacı kesmeyi? Ama kestirmedi.
Fransız işgalinde kalan Hatay Vilayetinin Hassa/ Kırıkhan/ Antakya yol güzergahı iki taraflı olarak Çınar ağaçları ile dolu idi. Rivayete göre, bu ağaçların bakım ve hayatiyetini devam ettirmesi için İkili sözleşmelerle hüküm getirilmiş. Sıcak havada yolculuk yapanlar bu çınar ağaçlarının gölgesinden istifade etsinler diye. Fransız 100 yıl önce bunu yapmıştı. İskenderun'un kadastro kayıtları, imar planları, nüfus kayıtları Fransızların çalışmasına dayanır. Diyeceksiniz ki adamlar,gitmemek için, kalmak için bunu yapmışlar! Olsun , kafa yapısında halka bir hizmet değil mi? Bugün altın madeni ruhsatı alan kaz dağlarındaki ağaç kıyımına bakın. Hesap soranı yok ki? Kutsal kitabımızda  Arapçası "şecer" olan "ağaç" kelimesi kaç yerde geçer bilir misiniz? 36 yerde direk, 264 yerde endirekt olarak ifade edilmiştir.
Sahi biz niye bu kadar savrulduk? Yeşili katlederek göğün düzenini biz bozmadık mı? Allah'dan ne bekliyoruz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder