1 Haziran 2022 Çarşamba

DIŞ KAYNAKLI İÇ İHANET 5

 5. İHANET..EMİN BOZOĞLU ve arkadaşlarına “Devrim” otomobili.…

Unuttuğumuz son kahramanlarımızın hazin hikâyesi…1956 senesinde Necmeddin Erbakan Gümüş Motor A. Ş.yi kurarak ilk yerli motoru üretmişti.1960’daki sanayi kongresinde ürettiği motorun sunumunu yaparken, yerli araba üretim fikrini ortaya attı.27 Mayıs Darbesinin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel bu fikre ikna oldu.16 Haziran 1961 tarihinde yerli otomobil yapılmasını, bir tanesinin de 29 Ekim Bayramına yetiştirilmesini istedi.Törene yerli otomobilimizle gitmek istiyordu.

Fakat Bayrama sadece dört buçuk ay vardı. Elde ne bir fabrika ne de otomobil mühendisi vardı.Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar kısa bir sürede otomobil imal edilmesi mümkün değildi.Mümkün değildi ama, işin içine Türk’ün azmi girerse imkansızı mümkün kılabilirdi.DDY Gn. Md. Yardımcısı Yüksek Mühendis EMIN BOZOĞLU ve bir gurup arkadaşı “Bunu biz yaparız” dediler.Fakat daha işin başında Emperyalizmin maşaları bir düğmeye basılmış gibi yaygaraya başladılar.

“Biz kimiz ki, otomobil yapacağız” diyorlardı.Bir gün Emin Bozoğlu'nun evine bir telefon geldi.Telefonu oğlu Atilla Bozoğlu açtı.Karşıdaki kişi şunları söyledi; "Söyle babana, milletin parasını boşu boşuna sebil ediyor. Garip, gurabanın, tüyü bitmemiş yetimin parasını yiyor. Biz daha, doğru dürüst at arabası bile yapamıyoruz. Nerede kaldı otomobil?”

Kahramanlarımız bunlara kulak asmadılar.Sivas DDY Cer Atölyesi merkez olmak üzere, Eskişehir, Ankara ve Adapazarı tesislerinde çalışmaya başladılar.Geceleri uyumadılar, aylarca evlerinden uzak kaldılar, zamana karşı ölümüne yarıştılar.

Ve başardılar!Gerçekten çok güzel iki adet “Devrim”i 28 Ekim gecesi trene yükleyip Ankara’ya yollandılar.Cumhurbaşkanının bineceği siyah otomobilin pasta ve cilası yolda trende yapıldı.Onlar uyumadan çalışıyorlardı ama, düşman da uyumuyordu.Ne olduysa orada başladı!

Her kimdi bilmiyoruz… “Tren buharlı olduğu için belki kıvılcım atar da bir felaket olur, arabanın benzinini boşaltalım, benzini indikten sonra koyalım” dedi.Hiç olacak bir şey mi?

Bir kötülük düşünmediler.Öyle yaptılar ama gene de azıcık benzin bıraktılar. Esas benzin Sıhhiye’deki istasyondan alınacaktı.

İki otomobil, motosikletli trafik ekibinin eskortluğunda yola çıktı.Ne var ki eskorttakiler, benzin alma işinden “haberleri olmadığı” için benzin istasyonuna uğramadan yola devam ettiler.TBMM'nin önüne gelindiğinde alelacele getirilen benzin ilk otomobile konuldu.

İkinci otomobile de benzin tam konulacaktı ki, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel ön koltuktaki yerini aldı.

100 metre kadar yol gidildikten sonra motor durdu.Paşa sordu: “Ne oldu?” “Benzin bitti!”

Olsun! Paşayı diğer “Devrim”e bindirip hipodromdaki törene katılmasını sağladılar.

Bu olay otomobil yapılamadığını gösteren ve bu işten vazgeçilmesini gerektiren önemli bir olay değildi elbette.Evet! Ne alakası vardı!?

Ama öyle olmadı.Emperyalizmin çığırtkanları hazır bekliyorlardı.

Ertesi gün hiçbir gazetede Cumhurbaşkanının bir “Devrim” otomobiliyle törene gittiği yazılmadı.

Tek bir şey söyleniyordu: “Devrim ancak yüz metre gidebildi, bozuldu”. Aslında bozulmadı benzini bitti.O kadar çok alay edildi ve aleyhte öyle büyük bir baskı oluşturuldu ki, devletin başındakiler bu şer güçlere teslim oldular.Hâlbuki kendileri bir dikta yönetimiydi, istedikleri şekilde asıp kesiyorlardı.

Emperyalizm bu kutlu teşebbüsü de doğmadan böylece boğmuş oldu.

Ülkemizin ve kendilerinin yeni doğmuş çocukları olan büyük kalkınma projeleri daha kundaktayken boğulan milli kahramanlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruZ. Mekânları cennet olsun inşallah. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder