1 Haziran 2022 Çarşamba

DIŞ KAYNAKLI İÇ İHANETLER


Cumhuriyetimiz kurulduğu tarihten itibaren o günkü yokluk şartlarına rağmen yapılan iş ve girişimler ihanet çeteleri tarafından engellenmeseydi bugün Türkiye Cumhuriyeti siyasi, ekonomik ve askeri anlamda dünyanın en güçlü  ilk 5 ülkesinden biri olacaktı. 

1. IHANET NURİ DEMIRAĞ'a..

1918’de İstanbul maliyesinde memur iken işgalcilerin davranışlarını hazmedemeyip istifa etti.Ticarete atıldı.Çok para kazanmak istiyordu.Zengin insan olmak gayesiyle değil, milletinin hayrına bir şeyler yapabilmek için.Kafası zekâ, kalbi millet aşkıyla doluydu.

İlk olarak küçük bir dükkânda, yabancıların elinde bulunan sigara kâğıdı işine girdi.Kâğıdının adını “Türk Zaferi” koydu. Bu işten büyük kazanç elde etti, zengin oldu.Bir yandan da Maçka Müdafaa-yı Hukuk Cemiyetini kurdu ve yönetti.1926’da Samsun-Sivas demir yolu yapımını üstlenen Fransız şirketi işi bırakınca hemen devreye girdi.Kardeşi ile birlikte Samsun-Erzurum, Sivas-Erzurum ve Afyon-Dinar hattını 1012 kilometrelik demir yolunu bir yıl gibi kısa bir sürede tamamladı.

Başarılarından ötürü 1934 yılında Atatürk kendisine ve kardeşi Abdurrahman Naci Beye Demirağ soy adını verdi.Demir yolu yapımı sürerken Karabük Demir Çelik, İzmit Selüloz, Sivas Çimento ve Bursa Merinos tesislerini, Eceabat Hava limanını, Haliç kenarında İstanbul Hal Binası gibi büyük inşaatları gerçekleştirdi.1931 yılında boğaz köprüsü inşaatı için dışarıdan uzmanlar getirtip bir proje hazırladı.

Fakat inşaat için Atatürk’ten gerekli izni alamadı.Buna çok üzüldü ama yılmadı.Askeri uçak almak için kendisinden bağış istenince,“Ordunun ihtiyacı başkasının lütfu ile karşılanmaz, ordumuzun uçağını ben yaparım” diyerek;Beşiktaş’ta bir atölye, satın aldığı çok geniş bir arazi üzerine uçak tamir atölyesi ve gerekli diğer tesisler ile Avrupa’nın en büyüğü olan Amsterdam hava alanı büyüklüğünde bir hava alanı yaptı.Pilot yetiştirmek üzere, bir tane hava alanında, bir tane de memleketi Divriği’nde iki Gök Okulu açıp, 1943 yılına kadar 260 tane pilot yetiştirdi.1936’da ilk tek motorlu ve 1938’de de çift motorlu altı kişilik uçağı yapmayı başardı.Nu-D.38 numaralı uçağına A sınıfı ruhsatı aldı.THK tarafından sipariş edilen 65 planörü kısa sürede teslim ettikten sonra,24 eğitim uçağını da tamamlamış, deneme uçuşları İstanbul’da başarıyla gerçekleşmişti.

Bu arada 1939’da Türkiye’nin ilk yerli paraşütünü üretti. (1974 Kıbrıs Barış Harekatında Türkiye paraşüt ipini yapamadığı için Pakistan’dan almıştı.)1941’de tamamen Türk yapımı ilk uçak İstanbul’dan Divriği’ye başarıyla uçtu.THK’nun siparişi olan uçakların Eskişehir’de bir kere daha test edilmesi istendi.Nedense?Uçağın projelerini çizen mühendis Selahattin Reşit Alan bir Nu-D 36 ile Eskişehir’e uçtu.Ne olduysa o zaman oldu!Uçağın ineceği pistte kazılmış olan bir hendeğe düşen uçak parçalandı ve pilot öldü.Bu hendek neyin nesiydi?

“Hayvanlar piste girmesin diye kazılmıştı”. Evet, hayvanlar girmesin diye pistin kenarına değil, nedense üstüne kazılmıştı!Her neyse, bir kazadır olmuştu ama, yola aynı inançla devam edilmesi için bir engel yoktu.Fakat o da ne? THK bütün siparişlerini iptal etti.

Uçaklar elinde kaldı.THK’na karşı dava açtıysa da, dava yıllarca sürüncemede kaldı.Çare tükenmemişti.Uçaklara İspanya, İran ve Irak devletlerinden talep geldi.Fakat bu defa da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hükumeti uçakların ihracına kanunla yasak getirdi.Demirağ Bakanlara ve Cumhurbaşkanı İnönü’ye ne kadar başvurduysa da bir sonuç alamadı.

Çaresizlik nedir bilmeyen Demirağ çaresiz kaldı.Emperyalizm Demirağ’ın kalemini kırmıştı bir kere…

Elindeki uçakları hurda olarak satmak zorunda kaldı. 1950’de fabrika kapandı.Böylece bir dev canlı canlı toprağa gömülmüş oldu.Asıl toprağa gömülen ülkemizin istikbaliydi.Koca hava alanı, üzerindeki tesislerle birlikte istimlak edilerek yerine şimdiki Atatürk Hava Limanı kuruldu.

Şayet Nuri Demirağ engellenmeseydi, bu gün Türkiye dünyanın en başta gelen uçak üreticilerinden birisi olacaktı.

Mekânı Cennet olsun…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder