16 Haziran 2022 Perşembe

ADALETİ KİM DAĞITIR

 Adaleti Kim Dağıtır: Toplum mu, Devlet mi?

 Artık bu noktada, adalet kimin sorumluluğundadır ve onu kim dağıtır veya bugün “adalet” diye bir mekanizma varsa bu mekanizma nasıl ve kimin kontrolünde işlemektedir? Sorusunu sorabiliriz. Yukarıdaki cümlenin bir devamı olarak söylersek, birey veya toplumun devlet ile karşı karşıya kaldığı durumlarda eğer adalet terazisi devletin elindeyse ve devlet de adalet dağıtıcısı konumundaysa devletin kendisini önceleyeceği insanoğlunun tarihi boyunca yaşayageldiği bilinen bir gerçekliktir. Tabi devlet dediğimizde soyut bir kavramdan söz etmediğimizi, devletten kastın, devleti temsil eden makamlar/kurumlar ve bu makamları/kurumları işgal eden kişiler olduğudur. Yani yönetici anlamında en aşağıdaki muhtardan en tepedeki cumhurbaşkanına, memur ve bürokrat anlamında bekçi, asker, polis, öğretmen, mübaşir, kâtip, banka ve nüfus memuru gibi sıradan memurlardan, hâkim, savcı, general, genel müdür ve kurum başkanına kadar hepsi birlikte devleti oluşturmakta ve temsil etmektedir. Devlet ile karşı karşıya gelmek demek evvel emirde bunlarla karşı karşıya gelmek demektir. Kişinin devlet ile karşı karşıya geldiğinde, adalet terazisinin devlet kefesinin daima ağır gelmesi biraz da bundandır. Yoksa sorun sadece tepe noktasındaki sultan, başkan, cumhurbaşkanı, başbakan’dan kaynaklanmamaktadır. Sadece onlardan kaynaklansa terazinin kefesi bu denli hep devletten yana ağır basmaz, bir orta yol bulmak mümkün olur. Oysa sorunun önemli kısmı, önemli- önemsiz, küçük- büyük bu kurumları işgal eden kişilerin kendilerini devletin bir parçası/devlet veya küçük bir sultan/başbakan olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır ve terazinin kefesinin devlet yönüne kaymasında bu kişilerin tavrı önemli rol oynamaktadır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder