19 Haziran 2019 Çarşamba

ZİKRİN FONKSİYONU VE ÖNEMİ

Ey insan! Topraktan yaratılmış olduğun için , sen de demir gibi kesif ve paslı bir vücudusun Onun için kendini  zikrullah nuruyla cilalandır, cilalandır, cilalandır.
Kalbin ayna gibi münevver olsun da sana bir çok suretler ve gümüş göğüslü güzeller göstersin.
Demir kesif nursuz olmakla beraber (Zikr-i ilahi) cilası , o kesafeti ve nursuzluğu andan giderir.
Bir ayna demirden de olsa, cilalanınca sathı parlar ve güzelleşir ve orada bütün suretler görülebilir.
Toprağa mensup olan beden , kaba ve kesif ise de sen onu cilalamaya çalış .Zira cila kabul eder.
Ta ki ondan manevi suretler görünsün;hurilerin meleklerin akisleri orada müşahede edilsin.
Gönül yaprağı parlasın diye Allah sana , bil ki akıl cilası vermişti.
Ey binamaz kimse, sen ise aklı bağlamış, heva ve hevesin iki elini serbest bırakmışsın.
Eğer heva ve hevesin elleri bağlanmış , cilacı olan kalbin elleri serbest bulunsaydı,
Demir gibi olan kalp,gayb aynası olur ve bütün suretler orada görünürdü.
Ey fasık! Sen kalp aynasını bulandırdın, saf tabiatını paslandırdın. İşte (Yes'avne fi'l-ardı'l-fesad=Yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanlar) ayetinin hakiki manası budur"
Hz. Pir mevlana efendimizin mesnevi-i şerifte zikrettiği bu sözünde belirtilen ayet Maide suresi 33 ayetidir.
Hz. Mevlana  NEFSİN, HEVA  VE HEVESİN, İNSANIN BEDENİNDE HAKİM, KALP VE RUHUN İSE MAHKUM OLMASINI  yeryüzünde fesat çıkarmaya benzetmektedir. Kalbin insan bedeninde mahkum olması da ayna özelliğini kaybetmesidir. Çünkü kalp mir'atı ilahidir. Onun yüzeyinde ilahi tecellilerin yansıması ve görünmesi için o sathın cilalı olması gereklidir. Paslı ayna nasıl ki suret göstermezse dünya ve onun içindekilere meyl pası da, gönül aynasını görmez ve göstermez bir hale getirir. Kalbin asıl fonksiyonunu icra edebilmesi için zikir cilası ile parlatılması gereklidir....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder