25 Haziran 2019 Salı

ŞÜKRÜN HAKİKATI

Hakk'ın kulu olan kimse , kendisini Allah'a şükretmekten aciz görmediği müddetçe hakiki şakir olamaz ve her şeyi Allah'tan bilmelidir.Ehass-ı Havass' tan olan kimseler, gerek nimeti ve gerekse zahmetin cümlesini Allah'dan bilirler.
Nimete şükretmek nimetten daha hoştur.Şükrü seven kimse şükrü bırakır da nasıl nimet tarafına gider?
Şükretmek , nimetin canı mesabesindedir.Nimet ise ceset gibidir, çünkü nimet seni dostun nezdine kadar götürür.
Nimet gaflet, şükür ise uyanıklık getirir.Allah'ın şükür tuzağıyla nimeti avla.
Nimete şükretmek , seni doyurur ve tok gözlü ederde fakirlere yüzlerce nimet verirsin.
Allah'ın taamından ve yemişinden doyuncaya kadar yersin; sende oburluk, şunun bunun kapısını çalıp ihtiyacını arz etmek zilleti zail olur.
İlk önce Allah'ın sonra mahlukun hukukuna itaat edeceğiz.Tüm nimetlerin sahibi Allah olduğu için ,hakkı gözetilmesi gereken ilk varlık O' dur.Mahlukat ise arada vasıtadır; onlar, nimetlerin bize ulaşmasında sadece vesilelerdir..Bu nedenle önce nimetin gerçek sahibine itaat sonra, bize ulaştıranlara itaat söz konusudur.İkisi arasında herhangibir çakışma olursa ,Allah'ın itaatini tercih etmemiz gerekir.
İnsan fakru zaruret içinde yaşasa bile yine de o , Allah'ın nimetleri içerisindedir.İnsan ruhen ve bedenen sağlıkli ise cihan padişahlığına bedeldir.Bu nedenle her halukarda Rabbimize şükür gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder