Bakkal amca, bir din ver, bana şöyle yüz gram;
İçinde hem komedi, hem de birazcık dram.
Öyle bir din olsun
ki; bizi fazla sıkmasın,
Her yerde 'ahlâk'
diye, karşımıza çıkmasın...
Ramazan'da otuz gün, vücut girsin bakıma,
Ama bayram
gelince, karışmasın rakıma.
Bırakalım
insanlar, her tür haltı yesinler,
''Ne yani, Biz
Müslümandeğil miyiz?'' desinler.
Bir din ver ki; içinde, birazcık kahve falı,
Ve üstünde bir kaşık, sosyetik mevlid balı,
Arasında bir dilim, Kaşar Yaşar olmalı,
Böylece kalplerimiz, hidâyetle (!) dolmalı...
Bir de şu kurbanlıklar, sorun çıkardı biraz,
Neden dersen
bütçemiz, bu sene hepten ayaz
Eğer fetvâ
verirse, şu senin 'Süper Beyaz',
Belki biz de
keseriz, ya bir tavuk, ya bir kaz...
Bakkal amca bir din ver; zorda "Allah" diyelim,
Açılınca kapılar,
"Haydi Yallah" diyelim.
Âlimler ehli
cümbüş, fetvâlarda varyasyon,
Biraz Budist
felsefe, biraz reenkarnasyon...
Bir din ki; insanları, hayallere daldırsın,
Tüm cinsel
yasakları, yürürlükten kaldırsın.
Eroslar,
Afroditler, sokaklarda çıldırsın,
Ve bu çılgın
tanrılar, şeytanları yıldırsın...
Açılsın sahillerde, beş yıldızlı mâbedler,
Diskolarda,
ruflarda, yapılsın ibadetler...
Bir din ver ki;
her akşam, sofraları kuralım,
Kadehleri duayla,
birbirine vuralım...
Ahlak mahlak üstüne, biraz kafa yoralım(!)
Memleketin şu
hali, ne olacak soralım.
İlerleyen saatte, dansöz çıksın masaya,
Allah rızası(!)
için, pamuk eller kasaya...
Ne kadar yardımsever, olduğumuz görülsün,
Ellerimiz dansöze,
merhametle verilsin.
Cinsiyetler arası,
ortak pazar kurulsun,
Böylece irticaya,
büyük darbe vurulsun...
Bakkal amca, bir din ver; açık olsun tâvize,
Rahatlatsın
bizleri, tatlı baksın fâize.
Madem ki fâiz
dedik, hazır girdik damardan,
Bir din ver ki;
bizleri, men etmesin kumardan.
Piyangolar, totolar, birer hayır kurumu,
Bazı yobaz
kafalar, görsünler bu durumu,
Gece gündüz
borsada, hayal kursun alıklar,
Yesinler
küçükleri, bazı büyük balıklar...
Bir din ver ki; bıraksın, şu rüşvetin peşini,
Âmir, memur,
sekreter, herkes bilsin işini.
Bu bilimsel
metodla, çözersek biz bu işi,
Korkarım
kalmayacak, zekât verecek kişi...
Lûgatlerden silinsin, artık şeref, şahsiyet,
Dalgalı kura
geçsin, edep, hayâ, haysiyet.
Körler ile
sağırlar, koltukları kapsınlar,
Ellerinde
yağdanlık, birbirine tapsınlar...
Bakkal amca, bir din ver; kaşlarını çatmasın,
Kubbesi, minaresi,
aman derim batmasın,
Temizlensin
camiler, tabut mabut kalmasın,
Bundan sonra
Azrail, kapımızı çalmasın (!)
Dostlarım! Sanmayın ki; taş devrinden gelirim,
Bakkaldan din
istenmez, bunu ben de bilirim.
İstedim ki; bu şaka, sizi biraz güldürsün,
Güldürürken, biraz
da, gerçeği düşündürsün...
CENGİZ NUMANOĞLU(1997)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder