Hz. Ömer hilafeti zamanında kölesiyle beraber Kudüs’e
gitmektedir. Hz. Ömer’in bir deveden
başka bineği yoktu. Muğire adlı bir kölesi vardı. Deveye nöbetleşe
biniyorlardı. Allah’ın hikmeti tam Kudüs’e girecekleri vakit deveye binme
nöbeti Muğire’ye gelmişti. Muğire, Hz. Ömer’e:
- Efendim, sıra bana geldi ama Kudüs’e yaklaştık. Benim
deve üstünde, sizin yaya olmanız doğru olmaz. Şehre girerken devenin üzerinde
siz olunuz, dedi.Hz Ömer (r.a.) itiraz etti:
- Biz Müslümanız. Ben her ne kadar halife isem de,
seninle benim aramda Allah indinde hiçbir fark yoktur. Sıra senindir, deveye
sen bineceksin, dedi.
-Bugün Kudüs’ün bütün eşrafı zat-ı alinizi
karşılayacaklardır. Onlar atlı, siz ise halife olduğunuz halde yaya
yürüyeceksiniz. Bu hiç münasip değildir. Lütfediniz de istirhamımızı
reddetmeyiniz, dediler. Hz. Ömer bu sözlerden müteessir oldu ve şöyle cevap
verdi:
-Bize, ihsan olunan bu saadet ve bu devlet kime nasip
olmuştur ki, Cenab-ı Hakk İslam dininin tacını başımıza koydu, şeriat-ı
Ahmediye gömleğini de sırtımıza giydirdi. Kelime-i tevhidi bize söyletti.
Kur’an-ı Kerim’le kalbimizi nurlandırdı. Ne acayiptir ki, hâlâ İslam’ın kadrini anlamamışsınız. Yalnız
Rasul-i Ekrem’in ümmeti olma şerefi size yetmez mi?
Hz. Ömer’in bu sözlerine cevap verilemedi.
Nihayet köle deve sırtında, Hz. Ömer yaya olarak devenin
yularını tutmuş vaziyette, Kudüs’e girdiler.
Kudüslü bütün Hristiyanlar büyük halifeyi karşılamak ve
ona şehrin anahtarını sunmak için şehir dışında onu bekliyorlardı. Devenin
üstündeki zatı halife zannederek, ona hürmet göstermek istedilerse de köle,
kendisinin değil devenin yularını tutan ve yaya olan zatın halife olduğunu
söyledi. Bütün papazlar hayret ettiler. Nasıl olur da, düşmanlarını titreten Halife
Ömer, bir kölenin hayvanının yularını tutarak gelirdi. Üstelik de kendisi yaya
olarak.
Bunun sebebini sorduklarında şöyle dedi:
- Biz Müslümanlar arasında halife ile köle Allah indinde
birdir. Üstünlük sadece Allah’a bağlılıktadır. Bir tane devemiz olduğu için
nöbetleşe biniyorduk. Kudüs’e yaklaşırken sıra ona gelmişti. Onun için o bindi.
Bunda anormal olacak bir şey yok.
Bu durumu gören Hristiyanların birçoğu daha fazla
dayanamayıp Müslüman oldular.
Hazreti Ömer böylece Kudüs şehrini teslim aldı.
Bu davranış bugün gösterilebilir mi?.Evet gösterilebilir.Konuşma yaptığı salon duvarlarına asılan resimlerini görünce üzülen ve resimlerin duvardan indirilmesini isteyen bilge insan Ali İzzetbegoviç olunursa,olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder