Hallac’ı çarmıha
getirdiklerinde bir çarmıha baktı, bir
çivilere baktı sonra gözlerinden yaşlar gelinceye kadar güldü.Sonra etrafta
toplanan kalabalığa döndü.Kalabalık içinde bulunan Şibli’ye şöyle dedi:”Ebubekir, seccaden yanında mı?”Şibli:”Elbette şeyhim”Hallac rica etti:”Öyleyse onu benim için
yere ser”Hallac ,Şiblinin yere serdiği seccade üzerinde iki rekat namaz
kıldı.Ben yakınındaydım.İlk Rekatta Fatiha
suresi ile Bakara 155 ayetini okuduӂaresiz sizleri biraz korku ,biraz
açlık, biraz maldan, candan ve üründen eksiklik ile imtihan edeceğiz ,Müjdele o
sabırlılara”
İkinci rekatta
ise Fatiha suresini arkasından Ali imran suresi 185 ayetini okudu:”Her nefis
ölümü tadacaktır!ve selam verdikten sonra bir dua etti.
“Ey Tanrım and
olsun ki ,Sen her yönden tecelli edensin ve her yönden münezzehsin ,Sen’in
benim hakkımı korumaya söz vermenin karşısında ,benim Sen’in hakkını korumaya
söz vermem. Aslında benim Sen’in hakkını korumaya söz vermemle, Sen’in benim
hakkımı korumaya söz vermen birbiri ile çelişiyor.Zira Sen’in hakkını
korumak için benim vereceğim söz benim
insan tabiatımdan ,halbuki benim hakkım için Sen’in vereceğin söz Sen’in ilahi
tabiatından kaynaklanmaktadır.Ve nasıl benim insanlığım Sen’in Tanrısallığına
karışmadan yükseliyorsa ,Sen’in Tanrısallığın da benim insanlığıma hiç
dokunmadan onu ezip geçiyor.
Sen’in
ezeliyetin karşısında benim faniliğim..Faniliğim Sen’in ezeliyet örtün altında.Bunun
için sana sonsuz şükürler olsun ki başkalarından gizlerken, Cemalinin
tecellilerini bana cömertçe bahşettin ve başkalarına yasakladığın en derin
sırlarını görmeme izin verdin.Bu kulların Sen’in dinine olan bağlılıklarından
dolayı beni öldürmek için toplandılar. Böylece Sana daha yakın olmak istiyorlar. Onları
affet.Çünkü, bana gösterdiklerini onlara göstermiş olsaydın, onlar bu işe
niyetlenmezlerdi.Ve eğer Sen, onlardan gizli tuttuklarını benden gizli tutmuş
olsaydın ,benim de başıma böyle bir musibet gelmezdi.Sen yaptığın her şey için
övgüye layıksın, Sen, arzuladığın her şey için övgüye layıksın.
Sonra sustu dua
etti .şöyle konuştu
“Ah dostlarım
öldürün beni!
Çünkü benim
hayatım sadece ölümdedir
,Evet,sadece
hayatta bana ölüm vardır ve ölmektedir hayatım benim!
And olsun,en
büyük rahmet,nefsi söndürerek süzülmek göğe,
En kötü
ise,yapışıp kalmak bu bedene
Bıkkınlık
içindedir ruh,hala bu harabede yaşamaktan
Öldürün
beni,evet ve yakın beni
Uzuvları sefilce
titreyen bedenimi,sonra geçip gidin yanımdan
Cansız
mezarların benim dostumun sırrını
batınımın mirasından alın
Görmüyor
musunuz, en yüksek makamlara
Ulaşmak
gayretindeki yaşlılardan biriyken,şimdi bir çocuk gibiyim
Sadece ana
memesine düşkün.
İstirahat
ediyorum tuzlu toprakta,ve karanlık mezarda yatarak
Hayret benim
annem,hayat vermiş kendi babasına
Ve benim küçük
kızlarım Kardeşlerim gibi etrafımda
Bunun sebebi, ne
aldatma,ne de devir değişimi
Toplayın bir
araya bütün parçalarımı,ışıklı bez parçaları arasından
Havadan ve
ateşten,yanıbaşınızdaki canlı pınardan
Ekin onları, ihtimamla, tozlu ve dümdüz toprağa
Ve sulayın
onu,ah dostlarım, bırakın dönsün süzülerek kadehler!
Bırakın
doldursun hizmetkarlar
Fışkırsın
çeşmelerden sular
Bakın yedi gün
sonra burada
Yükselecek asil bir
funda
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder