11 Ocak 2017 Çarşamba

HALLAC DARAĞACINDA 2.BÖLÜM

Şibli anlatıyor:”Hallac’ın yanına yaklaştım.Elleri ve ayakları kesilmiş, gövdesi bir direğe bağlanmıştı.”Tasavvuf nedir? Diye sordum.Dedi ki:”Burada gördüğün onun en alt makamıdır.”dedi.Öyleyse en yüksek makam hangisidir? Diye sorunca, şu cevabı verdi:”Senin için oraya yol yoktur.Fakat onu yarın göreceksin.Benim gördüğüm gayb alemindedir ve bu yüzden senden saklıdır”.Ve akşam namazı vakti geldiğinde Halifeden boynunun vurulması izni çıktı.Bunun üzerine bekçi “artık bugün akşam oldu.bu işi yarına bırakalım”dedi.
Sabah olunca bağlı bulunduğu direkten onu çözdüler ve boynunu vurmak üzere ,ön tarafa getirdiler.Hallac o anda yüksek sesle  söyledi:”Vecde kapılanın nasibi ,Bir’in onu Bir’liğe geri götürmesidir”Sonra Kur’an-ı Kerim’in Şura 42/18 ayetini  okudu.”Ona(kıyamette)inanmayan imansızlar onun çabuk gelmesini isterler, inananlar ise gerçek olduğunu bilirler  ve ondan korkar ve sakınırlar.İyi bil ki kıyamet hakkında tartışanlar, uzak (derin)bir sapıklık içindedir”
Bunlar Hallac’ın duyulan son sözleri idi.Boynu vuruldu.Bedeni bir hasıra sarılarak üzerine katran yağı döküldü ve yakıldı.Külleri bir minarenin üzerine çıkarılıp rüzgar alıp götürsün diye bırakıldı.
Şibli, Hallacın vefatından sonra onu rüyasında gördü ve sordu: Allah, sana bunca eziyet çektiren halka ne yaptı?”.Hallac:”Hem bana iyi davrananları ,hem bana düşman olanları affetti.Zira bana iyi davrananlar  beni tanıyorlardı.Bana düşman olanlarsa  beni tanımıyorlardı ve Allah rızası için düşman oldular.İşte bu yüzden iki tarafı da fazilet sahibi olarak kabul edip onları affetti”.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder