21 Ocak 2017 Cumartesi

TASAVVUFİ SORULAR(İBRANİM HAS)

SORU:Mürşide hizmet niçindir?Zira bir şahsa Rabbani alemde hakikat sırlarına yol verilmemişse mürşit terbiyesi ile terbiye edilemez.Başka bir ifade ile ,mürşidin terbiyesinden ona nasip yoktur. Onun mürşide teslim olup çalışıp gayret etmesi faydasızdır.Çünkü gayb aleminde ona hakikat irfanı takdir olmamıştır.Böyle olunca  da esrara vakıf olamaz.Onun tahsili men edilmiştir
CEVAP:Dedim ki ey dost bu senin söylediğin kelam ;Hak yol değildir.Belki sapık düşüncelerin yoludur.Söylediğin bu söz öyle bir sözdür ki  böyle düşünenler dört hak mezhepte olmadıkları gibi kötü yollara sapmış kabul edilirler.Bu tavır Muhammedi(s..a.v)bir tavır değildir. Evliyaullahın erkanına  da terstir. Bütün evliyaullah ,dört hak mezhebin birine mensuptur.
Allah Teala ,kullarını delaletten sırat-ı müstakime davet için Peygamberleri, sonra  gaflet ehlini ikaz etmeleri için onlara varis olan evliyauullahı göndermiştir.Zira dalalet ve gaflete rızası yoktur.Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeci  ve uyarıcı olarak gönderdik”(Ahzab 45)buyurmuştur. Bilirmisin müjdeci ve uyarıcı hangi ufuktan doğmuştur.
Ah ne söyleyeyim.Nuru Muhammedi(s.a.v.)den agah olmamışsın ki sana sırrı şahidi  diyeyim?Eğer bunun sırrından sana zerre kadar haber versem söylediklerimi inkar ettiğin gibi beni tekfir edip katlime yönelirsin.Hak Teala  bir yerde “Allah dilediğini yapar”(İbrahim 27) ve bir başka yerde “Allah dilediğine hükmeder”(Maide 1)buyuruyor.Bunun sırrından haberdarmısın?
Hak Teala zalim bir kulu  veya halktan birini hakikat irfanına ulaştırmayı  ve ona ledün ilmini bildirmeyi murad etse, o kulunu, evvela bir mürşidi kamile mülaki eder. Onu, mürşid-i kamil hizmetine mukim kılar.O kul da, Hakk’ın rızası için mürşide teslim olur. Hakk’ın sırları gönlünde, mürşid-i kamil yüzünden zuhur edip arif olur.Cenab-ı Hak, o kulunu mürşitle yüz yüze getirmeden sırlarına vakıf etmeğe kadirdir. Amma adetine muhalefet etmez.Hakk’ın ezeli adeti böyledir. Bilmezmisin ki Cenab-ı Hakk,”Allah dilediğini saptırır ,dilediğini doğru yola iletir”(Fatır 8)buyurmuştur.Bunun sırrı ve zahiri hükmü el-an caridir. Nitekim, Allah Teala  bir kafiri bağışlamak murat eylediğinde, onu önce İslamla şereflendirir, sonra bağışlar, İslam’a gelmeden bağışlamaz.
Bilirmisin Hakk Teala herşeye kadir iken bunu niçin böyle eder?Yani, bendeyi niçin önce mürşide yakınlaştırıp sonra sırrını ihsan eder?
Şunun içindir ki, zati hakikatının sırrını  ve bu sırrın irfanını mürşitlerin yedine, yani emrine vermiştir.Bu yetkili insan-ı kamiller icra eder.
Böyle olunca  mürşitlerin sırrına ins, cin ve meleklerle  na-mahremler vakıf değildir. Mürşidi yine mürşid bilir. Onların, hakikatlarından haber verilmemiştir. Onlar kamil imamlardır. Her bir zamanda bulunurlar. Amma, şimdiki zamanda dervişi eğer divara yazalar! Onun hakiki yüzünü görmeye kimsenin kudreti yoktur!Çoğu der ki ben dervişim.!
Bir kişi, nefsi arzularına tabi ise , bu arzuları onu Hakk’a kurbiyyetten uzaklaştırır.
Birisi dünya muradı ve talebi için Hak yoluna yaklaşırsa , o kişi ıslah olur.Ve yine bir kul binlerce fısk u fücur isyan içinde olduğu halde ,evliyaullahın dergahına gelip teslimiyet ve gayretle ciddiyet gösterirse kibar-ı Evliyaullahdan olur.Cenab-ı Hakk’ın eserleri ,fiilleri ve sıfatlarının tecellileri onun insani sırrından yüz gösterir.Bu tecelliler vasıtasıyla sırrı genişler ve aydınlanır. Zat tecellisi, onun hakiki zatına (ayanı sabitesine)erişir.O vakit, Hakk’ı Hak’la arif olur.Sonra kendi, kendisini kendiliksiz bilir.,Ve salikler ,Hakk’ı bilmeden evvel kendini bilmezler.O zevk içindeyken Hakk’ı arif olur ve kendini bilir. Sonra, kendini kendinde bulur.Kendini kendinde bulan ise kendi olur.
Şimdi, kişi öğrendiği sözleri bırakıp bu sözlerin hakikatını hal ile ulaşmaya ciddi olarak gayret etmelidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder