SORU:Mürşide
hizmet niçindir?Zira bir şahsa Rabbani alemde hakikat sırlarına yol
verilmemişse mürşit terbiyesi ile terbiye edilemez.Başka bir ifade ile
,mürşidin terbiyesinden ona nasip yoktur. Onun mürşide teslim olup çalışıp
gayret etmesi faydasızdır.Çünkü gayb aleminde ona hakikat irfanı takdir
olmamıştır.Böyle olunca da esrara vakıf
olamaz.Onun tahsili men edilmiştir
CEVAP:Dedim ki
ey dost bu senin söylediğin kelam ;Hak yol değildir.Belki sapık düşüncelerin
yoludur.Söylediğin bu söz öyle bir sözdür ki
böyle düşünenler dört hak mezhepte olmadıkları gibi kötü yollara sapmış
kabul edilirler.Bu tavır Muhammedi(s..a.v)bir tavır değildir. Evliyaullahın
erkanına da terstir. Bütün evliyaullah
,dört hak mezhebin birine mensuptur.
Allah Teala
,kullarını delaletten sırat-ı müstakime davet için Peygamberleri, sonra gaflet ehlini ikaz etmeleri için onlara varis
olan evliyauullahı göndermiştir.Zira dalalet ve gaflete rızası yoktur.Biz seni
hakikaten bir şahit, bir müjdeci ve
uyarıcı olarak gönderdik”(Ahzab 45)buyurmuştur. Bilirmisin müjdeci ve uyarıcı
hangi ufuktan doğmuştur.
Ah ne
söyleyeyim.Nuru Muhammedi(s.a.v.)den agah olmamışsın ki sana sırrı şahidi diyeyim?Eğer bunun sırrından sana zerre kadar
haber versem söylediklerimi inkar ettiğin gibi beni tekfir edip katlime
yönelirsin.Hak Teala bir yerde “Allah
dilediğini yapar”(İbrahim 27) ve bir başka yerde “Allah dilediğine hükmeder”(Maide
1)buyuruyor.Bunun sırrından haberdarmısın?
Hak Teala
zalim bir kulu veya halktan birini
hakikat irfanına ulaştırmayı ve ona
ledün ilmini bildirmeyi murad etse, o kulunu, evvela bir mürşidi kamile mülaki
eder. Onu, mürşid-i kamil hizmetine mukim kılar.O kul da, Hakk’ın rızası için
mürşide teslim olur. Hakk’ın sırları gönlünde, mürşid-i kamil yüzünden zuhur edip
arif olur.Cenab-ı Hak, o kulunu mürşitle yüz yüze getirmeden sırlarına vakıf
etmeğe kadirdir. Amma adetine muhalefet etmez.Hakk’ın ezeli adeti böyledir. Bilmezmisin
ki Cenab-ı Hakk,”Allah dilediğini saptırır ,dilediğini doğru yola iletir”(Fatır
8)buyurmuştur.Bunun sırrı ve zahiri hükmü el-an caridir. Nitekim, Allah
Teala bir kafiri bağışlamak murat
eylediğinde, onu önce İslamla şereflendirir, sonra bağışlar, İslam’a gelmeden
bağışlamaz.
Bilirmisin
Hakk Teala herşeye kadir iken bunu niçin böyle eder?Yani, bendeyi niçin önce
mürşide yakınlaştırıp sonra sırrını ihsan eder?
Şunun
içindir ki, zati hakikatının sırrını ve
bu sırrın irfanını mürşitlerin yedine, yani emrine vermiştir.Bu yetkili insan-ı
kamiller icra eder.
Böyle
olunca mürşitlerin sırrına ins, cin ve
meleklerle na-mahremler vakıf
değildir. Mürşidi yine mürşid bilir. Onların, hakikatlarından haber
verilmemiştir. Onlar kamil imamlardır. Her bir zamanda bulunurlar. Amma, şimdiki
zamanda dervişi eğer divara yazalar! Onun hakiki yüzünü görmeye kimsenin kudreti
yoktur!Çoğu der ki ben dervişim.!
Bir kişi,
nefsi arzularına tabi ise , bu arzuları onu Hakk’a kurbiyyetten uzaklaştırır.
Birisi dünya
muradı ve talebi için Hak yoluna yaklaşırsa , o kişi ıslah olur.Ve yine bir kul
binlerce fısk u fücur isyan içinde olduğu halde ,evliyaullahın dergahına gelip
teslimiyet ve gayretle ciddiyet gösterirse kibar-ı Evliyaullahdan olur.Cenab-ı
Hakk’ın eserleri ,fiilleri ve sıfatlarının tecellileri onun insani sırrından
yüz gösterir.Bu tecelliler vasıtasıyla sırrı genişler ve aydınlanır. Zat
tecellisi, onun hakiki zatına (ayanı sabitesine)erişir.O vakit, Hakk’ı Hak’la
arif olur.Sonra kendi, kendisini kendiliksiz bilir.,Ve salikler ,Hakk’ı bilmeden
evvel kendini bilmezler.O zevk içindeyken Hakk’ı arif olur ve kendini
bilir. Sonra, kendini kendinde bulur.Kendini kendinde bulan ise kendi olur.
Şimdi, kişi
öğrendiği sözleri bırakıp bu sözlerin hakikatını hal ile ulaşmaya ciddi olarak
gayret etmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder