30 Nisan 2016 Cumartesi

SIRRI VAHDETİ AŞİKAR ETMEK

Mesnevi-i Şerif yazılırken,Çelebi Hüsamettin Efendimiz,Hazret-i Pir'den Şems-i Tebriz'e ait sırların aşikar olarak ifade edilmesini isteyince Hz.Pir bundan çekinmiştir.Zira,Güneş bulunduğu yörüngeden azıcık beri gelse,alemdeki tem bitkilerin yanıp kavrulacağı bir gerçektir.Bu nedenle sırrı vahdete dair sırları aşikar olarak değil,hikaye ve misaller perdesi altında ifade buyurmuştur.Zira zahir olan Ehli Şeriat'ın bu sırlara muhalefet ederek kan döktükleri,zahiri güç sahibi padişahları etkileyerek "Şer'i şerife aykırıdır"fetvalarla sır sahibi ehli hakikata mensup bu şahısların idam edildikleri bir vakıa dır.Nitekim Muhyiddin İbni Arabi hazretleri bir rüyayı sadıka esnasında Hazret-i Peygamberimizden aldıkları bir emir üzerine yazdıkları Füsusul Hikem isimle eserinde vahdet-i vücud sırrını açıkça söylediği için ulemai zahir onu açıkça inkar etti ve Şam'da idam edildi.Mevlana Efendimiz bu sırları ,hikaye elbiseleri altında beyan buyurdular ve avam bu kıssaların içyüzüne muttali olamadıkları için İbni arabi'nin maruz kaldığı tan ve eleştiri derecesinde bir itiraza muhatap olmadılar.Ancak Hz.Pir buyurmaktadır ki:"İşaret söyleyici olan Mansur,halk tarafından dar ağacına geldi.Benim esrarımın sertliğinden ve şiddetinden dolayı,beni Hallac dar ağacına asar"diyerek taşıdığı derin sırlara işaret buyurmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder