8 Nisan 2022 Cuma

MEVLANA İNSANI MERKEZ ALMIŞTIR.

 Bu başlığı izah etmeden önce Hz.Mevlana'nın varlık fikrini bilmek gerekir.Panteizm veya vahdet-i vücud denilen bu görüş:Allah ve kainat aynı cevherin iki türlü görünüşüdür.Hakikatte bunlar birdir. Kainat Allah'dan başka bir şey değildir. Kalp gözü açık olan arif , eşyada Allah'ı görür. Akil, Allah'dan başka Allah ararken arif, Allah'la kalb kalbe beraberdir.Herşey birlikte O'ndandır.Ve O'nda yaşamanın zevkini tatmıştır."Enel hakk" sırrına ermiştir.Allah'sız yaşayan akıl. ilahi sırrı bilmeye heveslidir.O'na yabancı yaşadığı halde ibadette hayat aramaktadır.O'ndan başka cevher taşımadığı halde, O'nu aramaktadır. Akıl için karanlıkla ve ızdırapla dolu dünyamız,arif gözünde aşk ile sürurun , vecd ile neşvenin, her an bir yeni yaratıcı tecellinin kaynaştığı, mest edici hakikat güneşinin gözleri kamaştırdığı ilahi temaşa sahnesidir.

Dünyamız her an değişmekte  ve yenileşmektedir.Her an yeniden yaratılmaktadır.Kainatta değişmenin gayesi bir devri daimdir.Bunda hareket noktası gibi gaye de Allah'dır.İlahi varlıktan aşağı doğru inen basamaklar , bu değişmenin menzilleridir.Sonradan tekrar geriye gidişle , hemde dünya hayatında , Allah'a varılmaktadır.Asıl gaye Allah'dan varlıklara iniş değil, varlıklardan Allah'a yükseliştir..Bu devridaim şöyle oluyor:İptidada yalnız Allah vardı.O'ndan unsurlar peyda oldu.Unsurlardan cansızlar çıktı,cansızlardan bitkiler,hayvanlar ve insan çıktı.

Allah'dan unsurlara doğru inişin mahsulü olan insan , bu hali ile düşmüş varlıktır.Eflatunculuğun deyimi ile "gökleri hatırlayan düşmüş bir Allah'dır".İnsanın diğer varlıklar arasındaki imtiyazlı durumu , aklın saltanatı ile bezenmiş olmasıdır.Aklın fonksiyonu ise onu aşkın hududuna kadar götürmesidir.Akıl temeli tanıtır ordan öteye gidemez.Akıl bizi aşka teslim eder, aşk ile Allah' la birleştirir.Böyle unsurlardan Allah'a götürücü devri hareket yine Allah'ta tamamlanır.Bizatihi var olan uluhiyet kendini tanır,hikmetini yaşar, zira insan kainatın hikmetidir, vücudunun sebebidir.

İnsanlığın üstün vasfı herkeste görülmez.Müstesna fertlerde, insanlık sırrına ermiş olanlarda bulunur.Geri kalan halk , ne kadar insan diye anılsa da gerçekten insanlık vasıflarına sahip değildir.Halkın hali bütün sefaletler ve bütün bayağılıktadır.

Mevlana anlatırken , hayvanları misal olarak kullanır ve bu hayvanlarla anlatılmak istenen hayvaniyet derecesinde kalmış insanlardır.

İnsan kainatın kalbidir.Varlık  ona sığınmıştır.O olmasa hiçbir şey olmayacaktı.Hakikat onun varlığı sayesinde vardır.Allah'da varlığının sırrına eren insanla beraber vardır.Varlığı Allah'dan ibaret gören ve insanı varlıklar arasında mümtaz mevkiye yükselten bu vahdet-i vücudcu görüş ,Hz.Mevlana'nın felsefesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder