20 Ocak 2019 Pazar

HUZUR HAKKI ALMAK

Necib Sultanım anlatmıştı:1960 İhtilalinden  sonra Valilik yapan zat il encümen azası olarak dernek başkanlarını davet etti.Encümen üyeliklerine kaydettiler.Bende iki üç derneğin başkanı olduğum için benide yazdılar.Peryodik olarak toplantıya gidilmekte idi.Toplantı sonunda "huzur hakkı" nam altında kişilere yirmibeş lira para ödenmekte idi.Ben o parayı almadım.En son toplantıda bana,toptan bir belge imzalattılar ,güya tüm huzur haklarını almışım gibi.Yalnıs posta ile benim hesabıa yirmibeşlire göndermişler.Ben bu para ile o zama nithal olar bir ayakkabı aldım.Bir iş vesilesi ile Ankarayagittim.Erntesi gün ayakkabıyı giydiğimde ayağımı sıkmaya başladı.sabrettim.ayakkabıyı birisine veri p yeni bir ayakkabı almak aklımada gelmedi.Ertesi gün İskenderun'a göndüm ayakkabıyı dükkanda çıkarttım başka ayakkabılarımdan birisin giydim.Dükkanın bir dolabında benim yedek ayakkabım ,yedek elbiselerim bulunur idi.Şu andaki Atatürk heykelinin bulunduğu yerde eskiden bi riskele vardı.gümrük işlemleri bu iskelede yapılmakta idi.gezinti için gittiğimde iskelenin bir ucunda bir gençdenize düştü,hemen yazıları suya atlayarak onu kurtardılar.adam kıyıya geldi her tarafı ıslanmıştı. Nerelisin dedim.Mersin'den geldiğini çalışmak için buraya geldiğini ama iş bulamadığını söyledi.Ben genci dükkanıma getirdim.Benim elbise ve ayakkabımın bulunduğu dolabı açtım üstünü bunlarla değiştir ,şu parayı da al dedim.Genç benim yeni elbiselerimi ve ithal ayakkabımı giydi,parayı alarak vazgeçerim diye koşarak gitti.
(bana dönerek) devletten huzur hakkı nam altında bir şey almayacaksın dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder