27 Haziran 2018 Çarşamba

YAŞANMIŞ ŞEYLER

Azizim Necib Sultan buyurmuştu:Gençliğimize ait Konya'da onbeş-yirmi kişiden oluşan bir gençlik gurubumuz vardı.Zaman zaman bir araya gelirdik.Herkes daha sonraki süreçte birer meslek sahibi olsalarda biz zaman zaman bir araya gelme geleneğini devam ettirirdik.İçimizden Ali isimli birisi vardı .rençberdi.Kerpiç bir evde annesi ile birlikte yaşardı.Ancak Ali, işine çok gayretli olduğu için ,çalışan ihtiyacı olanlar hep onu tercih ederlerdi.İnşaat işçiliğinde zamanla ustalığa geçti.Konyanın en zengini olup bilahere fakirleşen birisinin  ahşap işçiliği ağırlıklı bir konağını devlet satışa çıkarttı.Bizim rençber Ali, ben bu konağı alacağım der dururdu.Bu konağı alacak bir çok zengin mevcuttu.Hatta Ali bana zaman zaman gelir,benden parasal destek isterdi.Bir zaman sonra Ali geldi:"Ben konağı satın aldım" dedi.Devletin yaptığı ihale sabah saat 9.00 da imiş.Ali efendi ihale mahaline erkenden gitmiş,ihale açıldığında teminatını yatırmış.İhale saatinde orada başkaca satışa giren olmadığından ihale onun üzerine kalmış.Evrakları imzalayıp merdivenlerden inerken bir kaç zengin ihaleye girmek için gelselerde vakit geçmiş.O zengin kimseler Ali efendiye satış bedelinin üç beş katını teklif etmişlerse de Ali Efendi sonra diye onları ötelemiş.Daha sonra AAli Efendi Müteahit olup inşaat yapmaya başlamış.25 TL sına mal ettiği bir evi 100 TL sına satmaya başlamış.Epey zengin olmuş bir oğlu bir kızı varmış.Oğlunu Mekkeye ve Medineye göndermiş.Orada Mekke'de Hasan Efendi,Medine'de ise Fehmi efendi bulunmakta imiş.İkisi de Konyadan giden kişilermiş.Bizim Ali efendi ,bu iki zatın Konyada olan ailesine gizlice yardım edermiş.Epey bir zaman sonra Ali Efendi Hacca gittiği için Hacı Ali efendi diye anılmaya başlamış.Müteahitliğe başladığı para,satın aldığı konağı ona buna satmayı vaad ettiği kişilerden emanet aldığı para imiş.Daha sonra banka v.s işleri de işin içine girmiş.Uzun yıllar sonra tekrar karşılaştıklarında Hacı Ali efendi:"Bu kadar servete sahibim ama inkırazdayım.Oğlandan ve kızdan fayda yok"demiş.Alaaddin tepesinden türbeye inen cadde üzerinde damadına çok büyük bir saat dükkanı açmış.Oğluna ve torununa aynı şekilde pahalı eşyalar satan dükkan açmış.bir zaman sonra geceleyin bu dükkana kamyon dayayan hırsızlar içeride ne var ne yok bütün eşyayı üç kamyona yükleyerek sırra kadem basmışlar.En son 1990 lı yıllarda karşılaştığında Hacı Ali Efendi iki büklüm bir vaziyette ihtiyarlamış ve Necib Sultan'a demişki:Vilayet binasının arkasına beş katlı bir bina yaptırdım.bir katında ben oturuyorum,diğer katlarıda kiraya verdim.oraların kira geliriyle geçiniyorum.Maliyetinin dört katına daire satan bir adamın sonu.
Hacı Ali bitişe girdiğin gördüğü zaman Yedilerden Abdülbaki Efendi'ye restlar.(Bu zat Amerikan kutbu idi).Ekonomik krizden çıkmak için dua ister.ve filan duayı kendisi için okumasını ister.Abdülbaki Efendi derki:Bire mal ettiğini dördesatıyorsun.Konyada bu duayı okutacağın on bin kişi var git onlara okut.Deyince Hacı Ali,"Evet var ama o ağız sahibi değiller" dedi Abdülbaki efendi hiçbir söz söylemeksizin çekip gitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder