KİBİR, bir kişi veya grubun, diğerleri aleyhine
kullanacağı bir hakka sahip olduğuna inanması, bunu doğal görmesi ve bunu
yaratmaya çalışması olarak tanımlanabilir.
Kibir, gurur demek değildir. Gururlu kimse, kendisini
kendisinin sevdiği kadar kimsenin sevemeyeceğine inandığı için, diğerleriyle
ilişki kurmaktan imtina eder. Kibirli kişilik ise sürekli karşısındakine gücünü
göstermek ihtiyacındadır. Bu nedenle otokrat olarak anılmaktan hoşlanmak için
gururlu değil, kibirli olmak gerekir. Aşırı gururlu bir kişi içine kapanma
eğiliminde iken, aşırı kibirli kişi ise tam tersine etrafına saldırı
halindedir..
Diğer taraftan, kibirli kişiliğin ıstırabı, ötekine
atfettiği gücün kendinde olmadığına inanmasıdır. Bu nedenle bunu ne kadar çok
hissederse nefreti ve gaddarlığı da bir o kadar artar. Ötekini hor görme dozu
sürekli artar. Bunun devamı ötekini yok etme arzusunun bastırılamaz hale
gelmesidir. Ve elinde güç ve imkân varsa, kibirli kişilik bunu arzu seviyesinde
tutamaz, eyleme de dönüştürür. Çünkü kibir kişide sürekli el arttırmak ihtiyacı
yaratır. Ötekini hor görmenin sınırlarını zorlamaya sürükler. Bunu kibir
tutulması olarak tanımlayabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder