19 Eylül 2020 Cumartesi

DEVLET KUTSALMIDIR

Bu topraklar üzerinde otoriter devlet anlayışına sahip bir tarih yaşanmıştır.Devlet bu anlayışa göre Allah için, din içindi.Bu yüzden devletkutsiyet/kutsallık taşyordu.Devlet halkından , tebaasından sorumluydu."İyiyi emretmek, kötülükten uzak tutmak" vazifelerinin başında geliyordu.Bu durum, devlete, insanların şahsiyet hakları dışında geniş bir müdahale alanı bırakıyordu. Bu devlette, devletin hedefleriyle halkın amaçları arasında bir ayrım yoktu, ya da olamazdı.O yüzden devlet içinde menfeata , inanca ve düşünceye dayanan iktidar guruplaşmalarına yer verilmemiştir. 1923 de resmen bu devlet anlayışı terkedildi.Seçimli bir yönetimi öngören, Hakk'ın emirleri de söz konusu olsa halkın iradesini esas alan bir yönetim sisteminin temelleri atıldıı.Uygulamaya baktığımızda bu temellerin 1950 yılına kadar sadece kağıt üzerinde kaldığını söylemek yanlış olmaz.1950 öncesinde yaşanan, totaliter, otoriter ve hatta diktatörce bir yönetimdi.Osmanlılarda devlet, amacı itibarı ile kutsiyet taşıyordu.Cumhuriyet döneminde ise devlet bizzat kutsallığın kaynağı sayıldı. Demokrasinin söz konusu olduğu bir toplumda , devletin kutsallığından sözetmek anlamsızdır.Halk ve halkın oyu önemlidir.Devletin müdahale alanı demokratik sistemde asgariye indirilmiştir.Demokrasinin beşiği olan ülkelerde "en iyi yönetim, insanlara en az karışandır"prensibi caridir. Demokrasinin demokrasi olabilmesi için menfeat guruplarının, inanç ve fikirlerin kurumsallaşmasına karışılmaması gerekir.Mesela sendikalaşma, partileşme üzerine müdahaleci zihniyete son verilmesi icap eder.En önemlisi dinin, yönetimden bağımsız kurumlaşmasının kabul edilmesi gerekir. Türkiye 'de ise işine geldiği zaman demokrasi, aklı kesmediği zaman kutsal devlet denilmektedir.Bu ise sistemin çifte kişilikliğinin devamından başka bir şey değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder