"Göklerde ve yerde bulunan herkes,ondan ister.O her an yaratma halindedir.."(Rahman suresi 29)Yaratılmışların tamamı mümkün olan hakikatları yönünden varlıklarını ve varlıklarıyla alakalı kemalatı kazanabilmekten çok uzaktır.Öyleki kendileriyle ilahi inayet ve yardım arasındaki alaka bir an için kesilse , varlığın kokusunu alamazlar.Bu sebeble devamlı Allah'a müracaat eder ve Allah'dan isterler.İbni Abbas'dan (r.a) nakledildiğine göre ;"Gökteki varlıklar Allah'dan mağfiret,yerdekiler de hem rızk, hem mağfiret dilerler" demiştir.
Müminler arifler ve abidler olmak üzere iki guruptur.Her birinin istemesi kendi gücü nisbetindedir.Her birine yapılan ihsan ve lütuf da havsalasına göredir.
Abid ondan her şeyi ister, arif ise bizzat O'nun kendisini ister.Ahmed b. Ebil Havari Hakk'ı rüyasında gördü.Allah ona şöyle dedi:"Ey Ahmed! Ebu Yezid hariç bütün insanlar benden bir şey istiyorlar.oysa o sadece beni istiyor."(Ebu Yezid,Beyazid-i Bestami hazretleridir)
Zatı ilahiden mahrum edebilecek olan perde ve uzaklıktan korkanlar kurtuluş dilerler ve ümid ederler; ferahlığa ulaşmayı isteyenler , ibadete önem verirler, itaatten dolayı sevap vermesini isterler..O'na muhabbet edenler, O'na ulaşmayı çok arzulalayanlar, O'nu görmeyi isteyenler, daha derin bir marifetle onu bilmeyi isteyen muvahhidler, O'nda fani olmayı ve şühud denizine dalmayı arzu ederler.Cahiller O' nu kendilerinden perdeleyen şeyi bilmeyi , alimler de O' nu daha iyi tanımayı dilerler.Bunun gibi bütün topluluklar kendi mertebeleri ve dereceleri nisbetinde talepleri vardır.Allah her an yaratma halindedir.Şe'n, "hal ve büyük iş" demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder