26 Temmuz 2017 Çarşamba

KONUŞULMAMASI GEREKEN KONULAR

Öyle konular var ki konuşulduğunda peygamber de olsa, Sahabe de olsa zayıf kalbli kişiler üzerinde o peygambere yahut sahabeye karşı şüphe uyandırıcı düşünceler uyandırabilir.Bu mevzuların zikredilmesi ve nakledilmesini büyükler mahzurlu görmüşlerdir.
Vaizin yapması gereken Allah'ı hatırlatmak , peygamberlerine tazim göstermek , ümmetine mensup alimleri yüceltici şeyler anlatmak ,insanların cennete imrenip cehenneminden  ve ahirette Allah'ın önünde bekleme vaktinin dehşetinden korkmalarını sağlamaktır.Böylece vaaz meclisi , tamamıyla rahmet olmuş olur.
Şeyh Şarani (k.s)Kibrütül Ahmer  adlı eserinde der ki:"Aşağıdaki ifadelerin niçin vahyedilmiş olduğunu (menat( da araştırmamak gerekir."Şayet sen , kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz , etrafından dağılıp giderlerdi"(Ali imran 3/159)."Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı"(Ali imran 3/152).Çünkü avam tabakası , bunların nüzul sebebini duydukları zaman Sahabiler kendisine basit insanlar olarak gelebilir ve Sahabilerin bazı aykırı davranışlarını kendilerininkine delil sayabilir.
İmam Gazali de der ki:"Hz.Hüseyin'in şehadet haberini ve sahabiler arasındaki anlaşmazlık ve düşmanlıkları anlatmak, başta vaizler olmak üzere herkese haramdır.Çünkü bu,, insanların dinin temel direkleri olan Sahabilere karşı öfke  hislerini kabartır, onlar hakkında ileri geri konuşmalara sebebiyet verir.Bu nedenle aralarındaki çekişmeler, sahih yorumlara tabi tutulmalı ve mesela bu husumetlerin dünyalık ve reislik peşinde koşmaktan değil, bir içtihat hatasından ileri geldiği söylenmelidir ki bu da bilinen bir husustur.
Has kulların masiyetleri , başkalarının arzu ve isteklerinden kaynaklanan masiyetler gibi değildir.Onların masiyetleri , sırf tevil hatasından meydana gelir.Allah'da husumete götüren bu tevillerin hatalı olduğunu kendilerine bildirince , kendilerinin isyan etmiş olduğuna hükmederler ve tevbe edip O'na en yüce ihsan sahibinin hükmüne başvururlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder