6 Ekim 2022 Perşembe

VAZİFELERİMİZ

 Allahımıza karşı olan vazifelerimiz "Amentü" de hulasa edilen şeylere inanmak, kelime-i şehadet getirmek, namaz, zekat, oruç ve hac gibi ibadetleri yapmak; haramı haram; helali helal bilerek ona göre hareket etmektir. 

Kullara karşı vazifelerimiz de onların haklarına riayette bulunmak, alışverişimizde dürüst hareket etmek, yalan söylememek, kimseyi aldatmamak, hırsızlık etmemek, haksız yere insan öldürmemek, büyüklere itaat ve hürmet, küçüklere şefkat ve merhamet gibi şeylerdir. Bunlar Kur'an-ı Kerim'de ve Resulullahın -sallallahu aleyhi ve sellemhadislerinde birer birer beyan olunmuştur. Eski Müslümanlar (Selef-i Salihin) her iki vazifeyi seve seve yapmışlardır. Onlar namazlarını dosdoğru ve zamanında eda ederler, harplerde kan gövdeyi götürürken bile onları kazaya bırakmazlar; harbe mahsus olan şekli ile namazı yine cemaatle kılarlardı. Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz son hastalığında bile birkaç defa bayılmasına rağmen namazını cemaatle kılmağa gayret etmiş; onu kazaya bırakmamıştır. Sair ibadetler hususunda da son derece titiz davranırlardı. Dünya işlerine dahi lazım gelendikkat ve ehemmiyeti gösterir; her hususta çalışırlardı.

Efendimiz (SAV) in peygamberliği yalnız bir kavme değil, bütün ins ü cinne şamil idi. Hayatında İslamiyet henüz bütün insanlara tebliğ edilemediği için bu vazifenin devamı Müslümanlara kalmıştı. Müslümanlar gayri müslimlere İslamiyet'i tebliğ ederler. Neticede Müslümanlığı kabul ederlerse de din kardeşi olurlar. Etmezlerse kendileri bilirler. Zorla Müslüman yapmak yoktur. İşte, "Dinde zorlama yoktur."(Bakara 256) ayet-i kerimesi de bu hakikati bildirir. Ancak kendilerine Müslümanlık tebliğ ve teklif edilen gayri müslimler işi tatlılıkla halletmezler de kavgaya ve harbe kalkışırlarsa bu sefer kendileri ile harp edilir. Çünkü Müslüman tehlikeden korunur. Fakat korkak olmaz. İşte İslam'da cihat denilen vazife budur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder