4 Ekim 2022 Salı

İLHAM VE VEHİM

        İlham; deneme, düşünme olmadan dolaysız, doğrudan ve ani olarak Allah tarafından zihne yerleştirilen bilgi anlamına gelir. Bir biçimi ile sezgiye benzer. Bunun zıddı ise, vesvese, diğer bir ifade ile vehimdir. Bu da şeytan tarafından zihne telkin edilen kötü düşünce ve kuruntulardır.

        İlham, Allah'tan; vesvese ise, şeytandandır.

         İslam bilginlerinin geneli düşünmeye önem veren kimi kullarını, gayretlerinin ödülü olarak Allah'ın  zihinlerine dilediği bilgiyi ilham ettiği görüşündedirler. İbni Haldun, Fahreddin Râzî, Alûsi, Şevkanî'yi bu grubtan sayabiliriz . Hatta akılcı ekol olan Mu'tezile'den bir grub bile Allah'ın, dilediği kulunun zihnine dilediği bilgileri ilham ettiğini kabul ederler. Maturidi ise bu tür görüşleri eleştirerek red eder.

       Yine bilginler, Kur'an'ı esas alarak:

       a-Kur'an, b-Akıl, c- Duyular  olmak üzere doğru haber kaynaklarını üç olarak kabul ederler.

       Kimi yalancı cambazlar tarafından istismara müsait olabileceği ihtimalinden dolayı bilginler, İLHAM'ı doğru haber kaynağı olarak göstermemişlerdir. 

        Allah'ın irade ve izni olmadan  bilim adamı, değil yaratma, en ufak bilgi kırıntısına bile  kavuşamaz, en basit bir keşifte de bulunamaz. Kur'an, yüzlerce yerde akla müracaat etmeyi, düşünmeyi, tefekkür etmeyi, akıl sayesinde evreni okumayı, anlamayı emreder. Ancak evreni anlama arayışında, bilimsel buluşlarda akla ek olarak tali derecede de olsa sezginin, beklenmedik anda aniden zihne doğan ilhamın rolünü yadsımamak gerekir. Her birinde milyarlarca gezegenin bulunduğu, milyarlarca galaksiyi içeren evreni salt akılla çözmek imkansızdır. İşte burada aklı tek ölçü kabul edenlerin aksine, ama hurafelerden oluşturdukları din ile saltanat kuranların keramet cambazığını da bir kenara attıktan  sonra, sezgi ve zihne düşen ilahî ilhamın da devreye girdiğine inananlardanım.            

         Ancak ilhamın da, aklın da verileri Kur'an'a mutabık olmalıdır. Her şeyi en iyi bilen, her şeyin yaratıcısı, ilminin, bilgisinin sınırı olmayan Allah'tır ancak.     


         Kur'an, akla ve düşünmeye sık sık vurgu yapar; ama müşahede edilebilenin dışında gaybî/melekûtî aleme de vurgu yapmaktadır. Bunu ve yaratanını inkar, bizatihi akılsızlıktır. Çünkü akıl, kendi eksikliğini, yetersizliğini bildiğinden, sınırlarını aşan maneviyatı red etmez. "Her şeyi maddede arayanların, akılları gözlerindedir, göz ise maneviyatta kördür"(1) vecizesi bunu  izahın en güzel özetidir.

       Bunun için çoğu bilginler, cahil ile tartışmaktan sakınmışlardır.

       Kur'an'da VAHİY kelimesi, bazen ilham anlamına kullanılmıştır: "Hani havarilere bana ve Resulume iman edin diye vahy (ilham) etmiştim."(2)

       Kur'an'da ilham:

       a-İlham, bazen inancı fark etmeksizin düşünen insanlara olabiliyor.

        Hizmet üretme amaciyle evrendeki ilahî şifreleri çözmek için düşünen, kafa yoran insanlara ödül olarak ilham gelebilir: "Biz, Musa'nın annesine "Musa'yı sandığa koy,  denize bırak" diye vahy (ilham) ettik."(3)

       b-İlham, bazen hayvanlara olabiliyor:

       "Rabbin, bal arısına vahy (ilham) etti."(4)

       c-İlham bazen de cansız bilinen varlıklara olabiliyor:

       "Rabbin, yeryüzüne vahy etti."(5)

       "Her göğe kendi durumunu/işini vahy ( ilham) ettik"(6) Bu ayette güneş sisteminin dışındaki galaksilere işaret vardır.

        "Nefse, ona iyilik ve kötülük duygusunu ilham edene yemin olsun"(7)

       İngiliz fizikçi İsaac Newton, tüm gayret ve araştırmalarına, kafa yormalarına rağmen, peşine düştüğü fizik kanununu bulamaz. Bir gün bahçede otururken kafasına bir elmanın düşmesi ile yer çekimi kanununu bulur. Yine hidrostatiğin ve mekaniğin temelini atan antik Yunan filozofu Arşimet (Archimedes) hamamda banyo yaparken, suyun kaldırma gücünü keşf eder ve rivayet odur ki, sevincten çıplak olarak "Buldum! Buldum!" diyerek dışarı fırlar. Bu iki örnek ve benzerleri bilgi edinme yolundaki emeklerine karşılık Allah'tan İlhami bir ödüldür.

       Bilge odur ki, bilgisi arttıkça, keşiflerde bulunup evrendeki harika sanatın, eşsiz nizamın şifre ve kodlarını çözdükçe, eşsiz bir güçe, sonsuz bir bilgiye sahib olanın karşısında acizliğini, güçsüzlüğünü, zayıflığını, yetersizlik ve bilgisizliğini fark ederek böbürlenmez, büyüklenmez, mütevazi olur. Kavuştuğu bilgileri de, verene şükran borcu olarak, insanların hizmetine sunar.                                  23.09.2022 ( Hüseyin Yıldız)

 Dip Notlar:

1.Said Nursi, Mektubat, 33. Mektub 

2.Maide, Ayet: 111

3.Ta-Ha, Ayet: 38

4.Nahl, Ayet: 68

5.Zilzal, Ayet: 5

6.Fussilet, Ayet: 12

7-Şems, Ayet: 8

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder