6 Kasım 2021 Cumartesi

MÜRŞİDİN VERDİKLERİ

 Eşrefoğlu Rumi hazretlerini, Hüseyin hamevi hazretleri erbain çıkarması için bir hücreye koymuştu.Hizmetine verilen derviş elinde bulamaçyemeğini vermek için bir gün baktı ki Eşrefzade hücrenin bir köşesinde ölü gibi kaskatı olduğu halde dayanmış görür.Eliyle dokunup uyarmak ister.hareket etmez.Derhal Şeyhinin huzura varır:"Efendim Rumi vefat etmiş, siz sağ olunuz" der.Hazret , dervişin sözüne pek itibar etmiz.Hücrenin kilitlenip anahtarının kendisine verilmesini ister.Bu hal ertesi günü şayi olunca bir takım dervişler Meyyitin hücre içinde bırakılmasına ne lüzum var,defn olunsun varıp şeyhe söyliyelim " derler.Şeyh :"Kırk gün boyunca hücreyi açmayacağım" der.Zira Erbain'in kırılmaması zaruridir.Kırk gün tamam olunca Hüseyin Hamavi ihvan ile beraber hücre kapısına gelirler:

"Ya Rumi diye hitap eder.Ses gelmez.İkinci defa seslenir yine ses gelmez.Üçüncü de farka gelip istiğrak halinden uyanır "-Lebbek azizim! Bize kıydınız"derler.Nitekim dünyevi bütün lezzetlerden üstün olan istiğrak ve vecd aleminden dünyaya dönmek kadar acı bir şey yoktur.Eşrefzadeye o gün icazeti ve tarikat alemi verilir.İznik'e dönüp tarikat usullerinin yayılması için yol hazırlıkları yapılır.Hamevi hazretleri Eşrefoğlu'na dönüp:"Halk senin zahirine de bakar.Ya Rumi , şu hırkayı ve papuçları da al, giy evladım" buyurur.Eşrefoğlu hırkayı giyer, papuçları giymez.Onuda başına geçirmeye çalışır.Efendi hazretleri sebebini sorduğunda :"Mürşidimin verdiği papuç , ayağıma değil ancak başıma tac olsa gerektir" der 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder