17 Kasım 2018 Cumartesi

NECİB SULTANDAN

İskenderun hayatım esnasında başlangıçta imam-müezzin-müftülerle aram çok iyi idi.sürekli onlarla birlikte idim.Hamidiye Camisi imamı hafız Mehmet Bir hoca ile mutlaka her gün görüşürdük.1950 ve sonrası insanların mevlüt okutmaları yaygınlaşmaya başlamıştı.İinsanlar sürekli hocaları davet edip ölülerinin hayrına mevlüt okuturlar idi.Mehmet Bir Hoca'nın İstanbul'dan saygı duyduğu bir kimsesi o gün İskenderun'a gelmişti.Uzun boylu , zayıf bir kimse idi.Akşam namazından sonra birlikte mevlüt icra edilecek yere gittik yatsıdan sonra dağıldık.Aynı paytonla evlerimize giderken İstanbul'dan gelen beyefendi Mehmet hocaya kızmıştı.Kızma nedeni ise mevlüt okutan hane sahibinin hocalara ücret vermesi nedeni idi.Gelen zatı muhterem "Mevlüt okumaya giderken dahi gittiğin aracın ücretini kendicebinden vereceksin"demişti.(Necib Efendi buzatın isminisöylemedi).Buzatın Adapazarında görevlendirdiği bir bayan annemizvardı.Bu annemiz anadan babadan zengin ve ölmüş olan kocasından da kalan mal varlığı nedeniyle varlıklı idi.Bu bayan Adapazarında hafız öğrencileri himaye etmekle görevliidi.kendisine Anadolu'dan müracaat eden beş altı öğrenciyi barındırır ,tüm ihtiyaçlarını karşılar hafızlığın yanı sıra dini ilimleri de öğretmenler vasıtasıyla talebeye öğretir.Bu eğitimitamamlayanların devlet tarafından imam,müezzinv.s olarak görevlendirilmesiiçin Ankarada bakanlar dahil tanıdıkları nezdinde aracı olur, onların vazife almalarını sağlardı.Öğretmen hususunu İstanbul'dakiefendi temin ederdi.Senede bir iki defa yetiştirmiş olduğu bu kişileri ziyaret eder bir anlamda kontrol ederdi.İskenderun bir kaç defa geldiğinde Mehmet hocayla birlikte karşıladık,elini öptük.Ben 38 yaşında iken Bayan annemiz altmış yaşının üzerinde idi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder