15 Mayıs 2018 Salı

HAM YEMEK

Ham yemek insana derd ve hastalık getirir.Ham yemek budur ki: birkimseye bir hazine söylenir. "Ben dükkan, tezgah, tarla, bağ, bahçe filan istemem, çalışmadan, yorulmadan o hazineyi bulmak isterim.Bunun gibi eğer alemi kazada bana saadet takdir edilmişse çalışmağa, işlemeğe ne lüzum var? Ne zarar hasıl olur. Levhi Mahfuzda hüsranım yazılmışsa : işin, karın ne faidesi olur?"demektir.
Bunlar hep ham yemektir.O yemek adamı atıl ve batıl kılar.(Busıfatlar Allah'ın sevmediği sıfatlardır).Hazineyi bulmak talih ve devlet işidir.çok nadirdir.Nadir ile hükmetmek caiz değildir.Bedenin takatı olduğu müddetçe çalışmak gereklidir.Çalışmak hazineyi bulmaya mani değildir ki?.Kazançtan el çekmemek gerekir.Zira hazine o kazancın arkasındadır.
"Eğer " illetine uğrama.Hakk'a teslimiyetleçalışırsan:"Eğerböyle yapsaydım, eğer şöyle yapsaydım" derdine müptela olmazsın.Zira "eğer" nifak alametidir.Kuvvetli müminde "eğer" olmaz.
Münafık "eğer" diye oiyeöldü."Eğer Allah benim imanımı ve güzel amellerimi murad etseydi ben ümmin olurdum.Eğer şöyle yapsaydı salih olurdum" diye diye hep işini bu eğer'e bağlaya bağlaya dünyadan göçer..
"Eğer " kelimesi ile alakalı olarak Hz.Pir Mevlana, bir hikaye nutk eder:Birgarip çok acele ev arıyordu.Bir dostu onu harap bir eve götürdü ve dost, garibe:
"Su evim eğer tamam olsa idi sen benim yanıbaşımda bir mesken sahibi olurdun.Evde bir de oda olsaydı, çoluk çocuğun da rahat ederdi.." O garip , dostundan bu sözü işitince:
"Evet, yaranın yanında ve civarında olmak , çok hoştur.Fakat ey can, eğer'de oturmak kabildeğildir."
Alem, toşluk isteğindedir.Nefsani hoşluğu istediklerinden dolayı ateşiçindedirler.Dünyanın hoşyluğunu ele geçireceğiz diye inad ve mihnet ateşi içindedirler.
Pirve civan ,ihtiyar ve genç herkes altın peşindedir.Fakat avamın gözü halis altını bilmez ki.Halis ile sahteyi farkedemez.Halis altın ,Allah'ın tecellisidir.Kalp'tan maksad da dünyadaki altınlardır.Mehek tutabilirsen halisaltını seç, eğer tutamazsan yürü, Hakperest olan , Asl'ını bulan bir kişiye kendini rehinet.Ta ki ilmü marifet mehekine sahip olasın.Onunla halisle batılı ayırabilesin..
Eğer bilmiyorsan kendibaşına düşüp ieleri gitme.Hata eder, yolu kaybedersin.
Tek başına gitme.yolda gulyabaniler var.Onların sesi, aşina sesine benzer de, insanı fena ve helak tarafına çeker.Gulyabani, kervandan her kimseyiadı ile çağırmaya başlar .Ta ki helak zümresine dahil olsun.
Batıl gulyabaninin sesi :"Mal isterim, cah isterim,mevkiisterim,nürmet isterim." diyeavaz eder.Kendiderunundan bu avazları def eyle ki sırlar keşfedilsin.Allah'ı zikret de gulyabanilerin sesi kesilsin, yansın.
Saki-i hakikinin tecellisini bilmeyenler, kadehe esir olurlar.Nimeti getiren hizmetçiye eğilir, bükülür, teşekkür edersin de , asıl nimeti verene arka çevirirsin
Hakikata bakanlar Allah7ın tecellisini görürlerde suretlere aldanmazlarHakikate gönül verip sabredersen  Hakteala  baş gözünden ayrı bir gönül gözü verir,onu elde ederek hakikatları müşahede edersin.Bu da renk ve kokudan sabrü tahammül ile olurAllah'ı eşya ile bildiğin gibi , eşyayı da Allah ile bilirsin.Daha doğrusuAllah, Allah ile bilinir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder