28 Nisan 2018 Cumartesi

ZAHİRİ BEŞ DUYU/BATINİ BEŞ DUYU/TELGRAF,TELSİZ TELGRAF

İnsanda vehayvanda zahir beş duyu vardır.Buna eskiler havassı hamse-izahira derlerdi.Bunlar Basıra(görmek).zaika (tadmak), samia (işitmek), zşamme (koklamak), vedokunmak.
Bu beş duyu aleti olan aza üzerine (göz,kulak,dil,el,burun) üzerin eşya tesir ika edince  bu tesir birelektrik akımı gibi beynimize geliyor ve merkezde bir duygu oluşuyor.Esasen organlar tesirin başlangıç yeri olup,gören ,göz değildir dimağ(beyin)dir.İşiten kulak değil, beyindir.Beynin görüşü, görmek dediğimiz keyfiyetin aynı değildir.
Görmek dediğimiz keyfiyetinhakikatına gelince :Bu, sırf ruhun bir sıfatıdır.Demek ki gören ne göz ne beyin olmayıp ruh'tur.Zira görmek keyfiyeti evvel emirde renkler dediğimiz ışığın halleridir.Halbuki tabiatta renk yoktur.Gözümüz vasıtasıyla beynimize gelen tesir, renkten ari bir hareket, bir kuvvettir.Keza, tabiatta seda yoktur.Kulağımıza ve oradan beynimize tesir eden şey, bir titreşim ve bir harekettir..Ruhumuz bu yolla gelen şeylere seda keyfiyetini ilaveediyor.ve bizde bu sesi işitmiş oluyoruz.Şurası sabittir ki ruh ancak görme uzvu ve beyin vasıtasıyla görüyor.Kulak ve beyin vasıtasıyla işitiyor.Bu aletler yahut bu aletler arasındaki vasıta yollarından biri olmazsa ruh görmüyor, işitmiyor.
Mesela bir a'ma(kör)'nın  uzvu basarı yoktur yahut noksan şekildedir.Halbuki beynive ruhu vardır.öyle iken kör, göremez.Keza beyinde görme merkezi bozuk olsa veya göz ile beyin arasında engel bulunsa göz ve beyin olmasına rağmen görmek gerçekleşmeyecektir.İşte ruhun bu ikivasıta ile(duyu organı ve beyin) olan ilişkisine zahiri duygular denir.Bu duyulara mani olan bireşya bulunursa duyu vasıtası çalışmaz.Örneğin bir mani, birduvar ,perde olduğu takdirde o engelin arkasındakini görmek mümkün olamaz.Eşya çok uzakta olursa,göz onu algılıyamaz.Keza işitmede çok uzuk birmesafgede bulunan sesdalgası kulağımıza tesir icra etmeyeceği için duyu vasıtamız algılayamaz.Bu nedenlebeş duyunun kuvveti mahdut ve pek çok şartlarla kayıtlıdır.Batın dediğimiz beş duyu engel tanımaz.Batıni göz duvarlar, mesafeler mani  olmadığı gibidiğer duyular içinde hal böyledir.
Görmenin hakikatı görmeyi fark etmektir, yani gördüğünü vicdanen bilmektir.
Zahiri beş duyu ile batıni beş duyuyu fenni bir misal ile anlatmak gerekirse tellitelgraf makinasını örnek gösterebiliriz.iki telgraf makinasını tel birbirin bağlamaktadır.Elektrik denilen kuvvet bu teller vasıtasıyla makinalar arasında işleyiştedir.Birinci makinaya dokunuş halinde teller bunu ikinci makinaya aktarmaktadır.Eğer tel kopar ise birincimakinanın algısı ikinci makinaya aktarılamayacağı için haberleşme gerçekleşmez.Basiret dediğimiz iç göz ise telsiz telgraf örneğinde olduğu gibi elektrik, tel üzerinde değil havada elktronik dalga şeklindeceryan eder.İnsanı kamilin uzak yakın  bir şeyi görmek için ufak bir niyet ve iradesini sarfetmesi kafidir.
Peygamberimiz (sav) "Keramatı diniyye mukabili kerameti fenniyye zuhur etmedikçe kıyamet kopmayack, yani b.u alem değişmeyecek" buyurmuştur.
Batıni merkezlerden büyük hakikatlar keşfedilebilir.Zahiri göz duvarın arkasındakini göremez zira duvar erkasındak eşyadan çıkan ışık duvarı geçememektedir.Geçemediği için gözümüze tesir edip bur sonuç meydana getirmiyor.Kalb gözü dediğimiz iç göz ile hiçbir engel tanımadan görmek mümkün oluyor.Telsiz telgraf örneğinde olduğu gibi nakil aletin ihtiyaç olmaksızın vicdan tarafından zabtü rab olunuyor..
Radyum maddesinin ışınları engel tanımaksızın geçebilmektedir.
Niçin bu hakikat olan batın duygumerkezleri herkeste açılmıyor? .Her beyin zahiri duuyguların tesirindekalma hali mevcud olsa da, her beyinde ve vicdanda hakikatlardan etkilenme kabiliyeti yoktur.Bu duygu bazen Hakk'ın mevhibesi (hediyesi-lütfu) şeklinde oluyor.insanı Kamildeolduğu gibi .Yani kişinin iradesine bağlı bir sonuç değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder