Sehl-i tusteri hazretleri bir manevi
halini ŞÖYLE ANLATIYOR:”Bir Cuma günü abdestimi alıp , hayatımda ilk kez camiye
gittim.Cami insanlarla dolu idi, hatip de minbere çıkıyordu.Çocuk olduğumdan
edebe aykırı bir şekilde sağların arasından atlayarak en ön safa geçip
oturdum.Bir de ne göreyim?Sağ tarafımda yakışıklı , güzel, üzerinde de eski bir
yün elbise bulunan bir genç duruyor.Bana
baktı:”Nasılsın , iyimisin ey Sehl”diye sordu bende “İyiyim,Allah seni de iyi
etsin” dedim ama beni nereden tanıdığı da tuhafıma gitti.Çünkü ben onu
tanımıyordum.Bunları düşünürken , birden uyluklarımın arasından idrarımın akmaya
başladığını hissettim.Bunun üzerine beniinsanların arasından çıkıp gitme
korkusu sardı.Eğer otursam,namazım olmayacaktı.Çıkmak istesem nasıl
çıkacaktım.Yine o genç bna doğru eğilerek :”Ey Sehl küçük abdestin mi
sıkıştırdı?”dedi.Ben de “Evet”diye cevap verdim.Bununh üzerin omuzundan
ihnamını çıkarıp onunla beni örttü ve sonra da :”Acele edip ihtiyacını
gider ve sonra namazını kıl”dedi.Üzerimi
örttü.Ben de o sırada örtnün içinden gözlerimi açtım.Bir de ne göreyim?!Açık
bir kapqınhın önündeyim.Birisinin:”Kapıyı aç gir ki Allah sana merhamet etsin”
diye seslendiğini duydum.Açtım.Bir de baktım ki muazzam sütunlara sahip çok
yüksek bir saray ve yanında da büyükçe bir hurma ağacı.Onunda bir tarafından
baldan daha tatlı suyla dolu bir gusülhane (banyo küveti) ve suyun çıktığı yer,
asılı bir havlu ve misvak.Elbisemi çıkarıp suyu aktardım ve guslümü
yaptım.Havlu ile kurulanırken birinin bana:”İhtiyacını giderdiysen evet de!”diye
seslendiğini duyup:”Evet” diye karşılık verdim.İşte tam o sırada da üzerinden
ihram çıktı.Birde ne göreyim!Ben (camideki)yerimde oturuyorum,kimse de benim bu
halimden haberdar olmamış.İçimden olan biten bu hadiseleri düşünüyor, bir
taraftan da “Hayır gerçekten bu olmadı” diye alıp veriyorum.O sırada namaz
başlıyor, ben de cemaatla beraber namaza başlıyorum.
Artık o gencin kim olduğunu öğrenmenin
dışında zihnimde bir düşünce kalmadı.Genç namazını bitirince peşinre düştüm.Bir
de baktım ki bir evin dış kapısından girdi.Sonra da benden taraf dönüp”Ey Sehl!
Herhalde gördüklerine ve yaşadıklarına
inanamadın, değil mi?2deyince;”Hayır inanamadım” dedim ve ekledim:”Allah sana
merhamet etsin “Kapıdan içeri gir” diye bir ses duydum.Kapıya baktığımda zaten
açılmıştı ve içeri girdim.Sonra bir sarayda kendimi buldum,Orada bir hurma
ağacı ve ibrik gördüm.”Tam bunları anlatıyordum ki gencin yanında
bulunan,sarayda kurulandığım havluya benzeyen bir havluyu ıslak olarak
gördüğümde (şaşkınlığımdan )”Amentü billah”dedim.Bunun üzerine genç bana “Kim
Allah’a itaat ederse her şey ona itaat eder.Ey Sehl ! Onu ara ki bulasın” dedi
ve yüzü aniden nur gibi parladı.Benim de gözlerimden yaşlar aktı.Daha sonra
gözlerimi silip açtığımda ne genci,ne de sarayı görebildim.Kaçırdığım bu
fırsata üzülüp durdum.Bu olaydan sonra da ibadete başladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder