Şeyh Şakik-i
Belhi bir sohbet meclisinde tevekkül konusunu işlerken başından geçen bir
hadiseyi anlatır:Bir zaman önce Kabe’ye gitmeye niyet ettim.Yanıma bir dirhem
aldım ve tevekkülle yola çıktım.Yolculuğumu tamamlayıp geri döndüm ama o bir
dirhemi harcamadım bile”diye sözünü bağlar.Kendisini dinleyen gençlerden biri ayağa kalkar”Şeyhim,cebinde bir dirhem varken itimadın kimeydi?O zaman kime tevekkül
ediyordun?,yoksa o zaman mümin değilmiydin? De bir dirhemi saklıyordun?”der.Şeyh
gencin sorusunu duyunca hüzünlenir,vücudunu titreme sarar ve “El cemaat!Doğru
söz işte budur”cevabıyla genci tasdik eder.
Tevekkül yolu bir dirhem sığmayacak kadar hayret
verici yoldur.
*Yol çok incedir ve salikin bu yolda ilerliyebilmesi
için perhiz(riyazet)yapması gerekir.
*Yola girenler muhtelif ıstırablardan dolayı kan
yutmayı göze almalıdır.Bülbül feryad etmeden güle kavuşmaz.maden toprağı eritilmeden
gümüş haline gelip padişahın adı üzerine yazılmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder