Anlatıldığına göre Yusuf'u satarken Mısırlılar ona sahip olma şevkinden yanıp yakılıyorlardı.
Satın alıcılar çoğaldıkça satıcılar beş misli ağırlığınca meşk istediler.
Kanlara bulanmış ihtiyar bir kadın elinde bir kaç iplik yumağı
Bağırarak halkın arasına karıştı.dedi ki:Ey Kenanlıyı(Yusufu)satan tellal!
Bu çocuğun arzusundan aklım başımdan gitti.Bunu almak için on yumak iplik eğirdim.Bunları benden alıp bu çocuğu bana sat ve hiçbir şey söylemeden çocuğun elini elime koy"
Tellal gülüp dedi ki:Ey saf kadın!bu eşi bulunmaz yetim senin harcın değil.Bu cemiyette bu çocuk için yüzlerce hazine vereceklar var.Sen nerde,yumaklarınla bunu satın almak nerde".İhtiyar kadın dedi ki:"Kimsenin bu çocuğu bunlara satmayacağını çok iyi biliyordum.Ama şimdi ister dost olsun ister düşman,herkes bu kadın da onun alıcılarından diyeceklerdir.Bu bana yeter"
Yüce himmete sahip olmayan gönül hiçbir zaman sonsuz bir mülke sahip olamaz.O yüce padişahın(İbrahim ethem)padişahlığı ateşe vermesi himmetinden kaynaklanıyordu.
Padişahlığı hüsran nedeni görünce ,yüzbinlerce devlete erdi.Hatta bundan yüz kat fazlasını bile gördü.Çünkü o, yüce himmetiyle işe koyuldu ve bu necis mülkten usandı.İNSANIN HİMMETGÖZÜ GÜNEŞİ GÖRÜCÜ OLURSA ZERRE İLE OTURUP KALKMASI NASIL MÜMKÜN OLABİLİR? (Feridüddin Attar)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder