Öğrencilerinden
birisi anlatıyor:
Bağdat pazarında
bir Yahudi ile tartışıyordum.Nasıl oldu bilmiyorum bir an farkında olmadan
Yahudiye”Seni Köpek”dedim.O anda Hallac yanımızdan geçiyordu.Kızgın bakışlarla
bana bakarak “Köpeğine sahip ol havlamasın”dedi ve hızla bizden uzaklaştı.Kavga
bitince Hallac’ın yanına gittim.İçeri girdim.Beni görünce yüzünü öte tarafa
çevirdi.Beni bağışlamasını rica ettim.Bunun üzerine yeniden sakinleşti ve şöyle
konuştu:
Sevgili oğlum
bütün dinler Ulu Tanrı’nın dinleridir. Tanrı, her bir dini ile ayrı insan
topluluğunu meşgul etmektedir. İnsanlar inandıkları dinleri kendileri
seçmediler; bilakis Rahman ve Rahim olan Tanrı ,insanları inandıkları dinler
için seçmiştir.Eğer bir kimse başka bir kimseyi inandığı dinin doğru olmadığı iddiasıyla
kınarsa, bu hareketiyle o insanın kendi iradesi ile bir tercih yapmış olduğu
yolunda bir hüküm vermiş olur.Bu da aslında Kadercilerin tarzıdır.ve Zerdüştler
böyle bir dini topluluktur
Bilesinki
Yahudilik, Hıristiyanlık ve diğer dinler, sadece çeşitli sanlar ve farklı
isimlerdir, fakat hepsinde maksat aynıdır, farklı değildir
Ben dinlerin ne
olduğu konusunu çok düşündüm. gördüm ki, dinler, bir kökün çeşitli dallarıdır.Bir
insandan, onu alışkanlıklarından alıkoyan
ve bağlarını koparan bir din seçmesini talep etme. O zaten varlığın
sebebini ve yüce gayelerin manasını kendisinin en iyi anladığı şekilde
arayacaktır!
Zahirde inanç ve
inançsızlık arasında sadece bir isim farkı vardır.Hakikatte ise ,bunların
arasında hiçbir fark yoktur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder