Hz.Musa (a.s)Allah’a yalvarır.Sadık kullarından birini göstermesini ister..Duası karşılık bulur ve bir vadide sadık bir kul olduğunu öğrenir. Sözü edilen vadiye giden Hz.Musa aşk ile hasta olmuş, zayıf, perişan görünümlü, yarı çıplak, üzerine karıncalar ve sinekler üşüşmüş bir adamla karşılaşır.adam bütün perişanlığına rağmen feryadı figan etmemekte, sadece Allah’ı zikirle meşgul olmaktadır.Hz.Musa adama selam verir ve bir isteği olup olmadığını sorar, adam şerbet ister. Hz.Musa isteğini tedarik için ayrılır, şerbeti temin edip geri geldiğinde adamın ruhunu teslim etmiş olduğunu görür.Teçhiz ve tekfin etmek için ayrılıp kefen bulmaya gider ve döndüğünde adamın cesedinin yırtıcı hayvanlar tarafından parçalandığını görür.Bütün bu olanların hikmetini sorar.Cenab-ı Hakk cevabında:”Ey Kelim’im!buna pek çok lütfum ermişken karnını doyurup susuzluğunu giderirken beni unutup senden su istedi, araya başkasını(ağyarı)soktu.Sevenle sevilenin arasına başkası girerse sevgiden dolayı kıskançlık peyda olur.O değilse bil ki ben kıskancım.Aramıza başkası girince bende onu bekaya eriştirdim”buyurur
*Bazı aşklarda aradaki Cebrail bile fazlalıktır.
*Vasıtalar aradan gitmeden gökten sofra inmez,süfli şeylerle bağlantı kesilmeden arşa yükselinmez.Eşeklerle birlikte arpa yerken sevgilinin güzelliğine mahrem olunmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder