24 Nisan 2021 Cumartesi

TÜRKEŞ'E TERS DÜŞMEK

 Necib Sultanım anlatmıştı.İskenderun'da bulunduğu zamanlarda Türkeş Osman Bölükbaşı'ndan ayrılmıştı. Bir gün terzi dükkanımın bulunduğu yere bir araba içinde beş genç gelmişti. Dertleri, konferans verecek, konuşma yapacak bir mekan ve izin hadisesi idi. İskenderun'u tanımadıkları için konferans için izin istemişler, yer gösteremedikleri için Kaymakamlık olumsuz cevap vermişti.Bana dertlerini anlattılar. Dörtyol ağzına bakan İskenderun'un en büyük kahvehanesinin sahibinin yanına gittim. Gençler benimle beraberdi.kahveci beni tanıdığı için konuşma için mekanını tahsis etmeyi kabul etti. İçilecek çay ve kahvelerin parasını ben verecektim. Kaymakamlığa gittik gerekli izni aldım. Kaymakamdan rica ettim bizim yanımıza bir polis vermesi için. Resmi bir polis verecek oldu ben sivil polis olan Şaban isimli sağlam bir polisi istedim. Poliste geldi. Gençler arabalarının arkasında bulunan ses sistemini çıkartıp kahveye kurdular ve konuşma başladı. Önce kahvede oturan üç beş kişi dinlemeye başladı. Ses dışarıya da aksettiği için dışarıdan geçenler sesi merak ederek içeri gelip dinlemeye başladılar. Çay bedava idi. Sokak doldu iyi bir kalabalık oluştu. O zaman CHP İskenderun'da çok güçlü idi. Konferanstan haberi olan bir kaç gazeteci kahveye gelip ses cihazını kapattırmak istedi. Ben mani oldum. Gençlere "Laiklikten bahsedin" diye çıkıştılar. O gençleri müdafaa ettiğimi görünce çekip gittiler. Konferans bittikten sonra gençler bana Milliyetçi Gençlik Derneğinin kuruluş dilekçesi ve evraklarını vererek İskenderun'da teşkilatı kurmamı istediler. Ben tanıdığım bir şahsın kızına miras kalan üzerinde 6 oda bulunan alt katta en az bin kişiyi alacak sandalyesi ve sahnesi bulunan bir binayı şahsım adına kiraladım ve tamiratını üstüme aldım. Kiralanan bu yerin aylık kirasını cebimden ödemeye başladım. Kahvecinin maaşını verdim çay kahve bedava idi. Üst kattaki odaların biri dernek başkanlığına mahsus diğer odalarda bazı gençler yatılı kalmakta idi. Bu gençlerden birisi de daha sonra İskenderun'da üç dönem belediye başkanı olacak M.A idi. O zaman lise ikinci sınıf talebesi idi. Zaman zaman dernek binasının üst katındaki odada yatılı kalmakta idi. Dernek binasının alt katındaki salonu düğün yapacaklara, nişan yapacaklara, mevlit okutacaklara bedava kiralamaya başladık. Bu süreç içerisinde devlet, belediye,askeriye bize yardımcı oldu. Bu süreç zarfında Türkeş'le tanıştım ve benim için emekli yüzbaşı olan yardımcısına tenbihte bulunarak "Bu şahıs ne zaman gelirse bekletmeden içeri al ve benimle görüştür" diye tenbihte bulundu.Sonraki görüşmelerimizde Türkeş'e şöyle söyledim."Sadece milliyetçilik ile gidilmez. Maneviyat ve mukaddesatçılık'da olmalı. Kuş tek kanatla uçamaz, iki kanatlı olmalı" dedim. Türkeş bana çıkıştı Ben Albaylık yapmışım. Ben ne emir verirsem o yapılacak. Sen bir ersin komutanın emrine tabi olacaksın" deyince ben hadiseden koptum. Daha sonra Milliyetçi cephede koalisyonda yer aldığında Konya'ya geldiğinde haber gönderdi.Görüştük...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder