22 Nisan 2021 Perşembe

AŞIKLARIN ŞEHADET ÖRNEKLERİNDEN

 Şeyh aşkı,Mürşid Aşkı,Üst aşkların alt versiyonlarıdır.Hak Teala'nın aşkı mürşidin varlığında yaşanır.Mürşidde aşk örneklerinden biriside Ganem dede'dir.Nezihe Araz'ın anlatımıyla:

"Bugün Kulekapısı(Galata) Mevlevihanesindeyiz.Dergahın şeyhi Ankaralı rasuhi İsmail dede hasta.Kaç gündür semahaneye inemiyor.O yumuşak ve tatlı sesiyle Ne mesnevi'den beyitler okuyup yorumluyor ne de ayinde bulunuyor.Bütün dervişler mahzun.Hazret-i Şarihin(Herkes Ankaravi'ye böyle derdi) vaziyeti ümitli değil Kimse bir şey söylemiyor amma hastanın odasından çıkanın benzi kül gibi.Dergahın kapısında cübbesine sıkı sıkı sarılmış, çenesini kalbine dayamış Ganem Dede duruyor.Yüzünde, bakanı harap edecek kadar içli bir hüzün var.Meydancı Dede önünden yavaş yavaş düşünceli düşünceli geçiyor.Dervişlerin birinin endişeli bir sualine maruz kalmamak istemiş gibi başı yerde.Sual sorulmasını istemiyor..Çünkü vereceği cevap her birinin gönlünü dağlayacaktır.Ankaralı Rasuhi İsmail Dede'yi dervişler tarifsiz aşkla seviyorlar.

meydancı dede bir kaç adım atmıştı ki Ganem Dede onu farketti.Telaşla:"Dedem" dedi "Nasıl?""Semahaneye inmeyecek mi?" Meydancı dede durdu, yüzünü Ganem Dede'ye dönmeden cevap verdi:İnmeyecek.Öyle zannederim ki artık o, semahaneye hiç inmez"Bunu söyledi ve pişman oldu.Bu sözGanem dede'ye söylenmemeli idi.

Ganem dede hastanın odasını girip yüzünü göremeyecek kadar onun vurgunu idi.Hücrelerin birinden bir ney sesi gelmekte idi.Şikayetli, dertli,içli bir sesti bu.Ateş doluydu.Bir şeyin, bir canın mı, bir tenin mi bilinmez, başka bir şeyden,sevdiği,yanıp yakıldığıvarlıktan ayrılışını anlatan bu seste insana ölümü, susuzluğu anlatan bir lezzet vardı.

Ganem Dede düşünüyordu:Hazret-i Şarih acaba onun adını neden "Ganem" koymuştu.Şimdi ona asıl adını sorsalar hatırlayamazdı bile.O kadar uzaklarda, o kadar karanlıklarda kalmıştı.Rivayete göre , onu küçücük bir çocukken dergahın bahçesinde bulmuşlar, şeyhin huzuruna getirmişlerdi.Şeyh tekrar tekrar adını sormuş, çocuk kendisine bir cevap veremeyince "Ah kuzucuğum, ah kuzucuğum, bari senin adın Ganem olsun" demişti.İçinde bir anlam yavaş yavaş derinden derine beliriyordu.Yalnız kendisi yoktu.Kendisini bir varlık olarak arıyor ama bulamıyordu.İsmail Dedesiz bir dünya ona imkansız bir şeymiş olarak göründü. Şayet o bu dünyayı bırakır da Ganem Dede ardından baka kalırsa bu imkansızdan daha fazla bir şey sayılırdı.Fakat neden?Onun bu kadarcık bir gücü yok muydu? Ölüm ki Ganem dede'nin gözünde fazla bir anlam taşımıyordu., ona sözünü geçiremezmiydi?Kendi kendine :"Asıl ölüm onsuz olmaktır" diye sızlandı.Meydancı dede şimdi içeride idi.Oradan oraya gidiyor, geliyor,elinde bir çerağ kandilden kandile geçerek ışıkları uyandırıyordu.Ganem Dede yanına gitti.Boynunu büktü.Konuşmak ta ne kadar güçtü."Dedem" dedi "Sence hazret bir daha buralara inmeyecek mi?"."Öyle görünüyor.Veda zamanı yakındır"

"Dedem düşündün mü benim adımı neden Ganem koydu?"

Meydancı Dede ters ters yüzüne baktı.Şimdi bunların sırası mı idi?Ama ganem Dede aldırmıyor, konuşuyordu:"Meydancı dede! Asıl ölüm onsuz olmaktır.Bu kul buna dayanamıyacak.Bir Fatiha çek de onun yerine ben kurban gideyim.Allah aşkına" Bu bir istek değil ,bir emirdi sanki.meydancı dede sapsarı kesilmiş titriyordu.Elindeki çerağı bıraktı ve en yanık sesiyle "el-Fatiha" dedi.Olanları görmek istemiyor, göreceklerinden korkuyordu.Hızla oklanmış gibi yürüdü gitti.Az sonra bu alışveris işin olduğu yere gelen canlar orada bir cübbe ve bir sikke gördüler."Yerde ne işi var?"diye el attıkları zaman cübbesinin altında cansız fakat huzur ve rahat içinde Ganem Dede onlara gülüyordu.Ortalığı bir telaştır almıştı.Yalnız meydancı dede duyduklarından telaşlanmadı.Kimseye de "Fatihayı biz çektik" demedi..Ertesi gün Rasuhi İsmail Dede'nin yanına çıkanlar hayret ve sevinçle "Geçmiş olsun , galiba Allah onu bize bağışladı"diye birbirlerini kutladılar.Rasuhi Dede, hiç kimseye Ganem Dede'yi sormuyordu.Şimdi Ganem Dede'nin kabri Kulekapısı Mevlevihanesinde Ankaralı İsmail Rasuhi dede (ö:1630) nin pek yakınındadır.Başı onun türbesinin içine düşmüş ,vücudu türbenin dışında bırakılmıştır.Mürşid yoluna adadığı bu başı ondan ayırmaya hiç kimse cesaret edememiş, kıyamamıştır"(Nezine Araz-Anadolu Evliyaları)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder