13 Mayıs 2016 Cuma

DR.MÜNİR DERMAN

KABİR TAŞIM :
Bir gövde borcum var toprağa Verdim borcumu.
Ruhumun toprağa borcu yok benim. Arama toprakda beni, ben başka yerdeyim.
Toprağım temizdi, temiz teslim ettim borcumu.
 Bu kabir ruhumla gövdemin ayrılış yeri.
 Burada arama, burda değilim. Azapda değil, narda değilim.
Sıkıntım kalmadı artık, aç ve yoksul değilim.
 Dünyada haksızlık, sefalet, açlık, sıkıntı, dertlerle arkadaş yaşadım. Şikayet etmedim Rabb'imden, bu nedir diye
 Kırklar, yediler, dörtler, üçlerle arkadaş idim. Hızır'la buluştum, konuştum, dertleştim, dünya yüzünde... Şikayet etmedim kendi halimden.
Nefsinle uğraşma bu savaş değildir. Kabirde azabın esası budur. Bırak nefsini kendi haline. Uğraşma onunla yakışmaz sana.
 Gövde, nefis, ruh başka başkadır. Yekdiğerine karıştırıp çengelleme onları.
Nefis dünyada kalır, gövde toprakda Ruh gider aslı olan Rab'bine
 Burada arama burda değilim. Azapda değil, narda değilim. Sıkıntım kalmadı, aç ve yoksul değilim. Gövdemi verdim toprağa borçlu değilim.
Nefsimin de derdi dünyada kaldı. Üzme kendini, ben de senin gibiyim. Rabb'imin yanında uçar gibiyim.
Dr. Münir Derman                     (Duvar içine girerek kaybolan iki şahsın elinden düşen bir kağıtta yazılan yazılar.)
Vesveseyi bırak... Ne kadar işin ve arzun, dileğin varsa hepsini kaza ve kadere teslim et... Kendi nasıl dilerse öyle iş gören Allah'a bırak... Ve bekle... Telaşı terket. Izdırabı, üzüntüyü kaldır. Murat yolu kendi kendine görünür, o yola düşersin. Aç kal, kimseye söyleme. Dertlerini, yoksulluklarını, ızdıraplarını söz haline geçirme. Melekler bile duymasın... Derdin olursa Hakk ile konuş, herşeye yeter. Sefalete düşersen vakur ol. Sabret. Hak'ka bile ellerini istek için kaldırma. Yalnız hamd için kaldır. Allah seni senden iyi bilir... Hakk'da erimek dünyada budur..." 

(Dr.Münir Derman):Kırklardan bir zat idi.4 fakülte bitiren bir tıp doktoru iken geriye hiçbirşey bırakmaksızın çok sade bir hayat sonunda bir köy kabristanına gömülmeyi vasiyet etti.(Ankara/Yenimahalle-Memlik köyü )
"Bağlarda bulunan asmalar,çiçek açmışlardı.Zamanı gelince onlar,hoş renkli,tatlı üzümler vereceklerdi.Ama sizler,sakın,mest olmuş Hakk aşıklarının şu kendinden geçmiş hallerini bu üzümlerin suyundan elde ettiklerini sanmayınız ! Onlar,gayb aleminin üzümlerinden yapılan acaip bir şarapla mest olmuşlardır"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder