25 Mayıs 2016 Çarşamba

DÜNYA NİMETİNE NAİL OLMAK

Hz.Ömer zamanında Basra şehrinin bir mahallesinde bir fakirin harap bir evi vardı.
Fakir kimsesizdi,yardım edeni yoktu,çoluk çocuğu  da çoktu.Evdekilerden her birinin hali ötekilerden beterdi.
Ailenin her biri dilencilikle tanınmıştı.Halk onlardan bıkmış,usanmıştı.Gündüzleri sağda solda serserice dolaşırlar,geceleri de ay ışığını yorgan olarak üzerlerine örterler idi.Cömert iyi kalpli bir padişah ava çıkmıştı.Dönüşte nasıl olduysa yolu o eve uğradı.Susamıştı,kapıyı çaldı su istedi.Evden kapıya bir yetim çıktı.Dedi ki:"Su var ama testi yok,zaten yetimlerin suyu gözyaşıdır".Padişah orada oyalanırken ,maiyetindeki kumandanlar,askerler geldi.Hepsi de padişahın etrafında toplandılar.Padişah:"Hatırım için "dedi."Bu fakire altın verin".Padişahın merhameti sayesinde o ev para ile doldu taştı.adeta bir hazine oldu.Bu hadise şehirde duyuldu.Herkes bu değişikliği görmek için eve geliyordu.Birisi:"Ey yoksullar!Bu ne şaşılacak şeydir ki bir gün içinde neler oldu?Dün haliniz neydi,bu gün ne oldu.Bu baht herkesi gelip bulmaz.Bahtı yaver olsa da sonunda gök kubbe altında bu devlete eremez.Bu kadar meşhur olamaz,tanınamaz"
Ev sapibi dedi ki:"Bize faziletli ,cömert birisi uğradı.Bu eve merhamet gözü ile acıyarak baktı.Hepsi bu kadar".
YA RABBİ BU ÜLKEYE MERHAMET GÖZÜ İLE BAKACAK BİR AYDIN GÖNÜLLÜ GÖNDER !AMİN.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder