14 Mayıs 2016 Cumartesi

ÇİÇEK VE AĞAÇLARIN DİYALOĞU

Hz.Pir Mevlanaefendimiz bahçedeki çiçekleri ve ağaçları konuşturur:
"Kış geçip bahar geldiği vakit bahçedeki bitkilerde bir kıpırdanma başlar.Ağaçlar yapraklarla dolu başlarını rüzgarla sağa sola sallarlar,gül fidanı yerinde duramaz ve oynamaya hazırlanır.Nilüfer yasemine "Şu kıvranmayı seyret"der.Nergis gözlerini kırparak "İbret alacağımız zaman geldi" dediğinde Menekşe,sümbül gönlünü Hakk'a vererek duygularının heyacanı ile rükua varırlar..Gül Bülbüle der ki:Şu yemyeşil süsene bak,yüz dili var ama yine de sabrediyor.Gönlündeki sırları açığa vurmuyor sabrediyor".Bahçedeki Çınar ağacı ,üzüme yüzünü çevirip:"Ey yüzünü yerlere koymuş secdeye kapanmış üzüm.Ayağa kalkta etrafa bir bak"der.Üzüm "Ben kendi isteğimle,kendiliğimden secdeye kapanmadım.Beni O secde ettiriyor"diye cevap verir.ve konuşmaya devam eder:"Ben senin gibi uzun boylu kocaman bir ağaç değilim ama insanları sarhoş eden ,onları kendinden alan şarapla yüklüyüm.Benim içim aşk ateşiyle dolu .Sen boy atıp kocaman olmuşsun ama sende ne var?"diye sorar.Safranın yüzündeki sarılığı gören Gül,"vah vah der.Sararmış solmuş zavallı.ağlamaktan.Kırmızı yanaklı elma :"Benim Cenab-ı Hakk'a zannım iyidir.O herşeyi güzel ve yerinde yaratır"deyince  kapıldığı benlik nedeniyle "Bakalım elma eziyetlere katlanıyormu ,Allahtan gelen belalara sabrediyormu "diyerek imtihan edilmek istendi.İmtihanı şu idi:Her kes onu taşlamaya başladı.TAŞLANAN,BAŞINABELALAR GELEN KİŞİ ,HAKKA GERÇEKTEN BAĞLI ER KİŞİ İSE ,ATILAN TAŞLARDAN ŞİKAYET ETMEK ŞÖYLE DURSUN,GÜLER,ENEŞELENİR.ÇÜNKÜ O TAŞLAR PADİŞAHLAR PADİŞAHINDAN GELİYOR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder