17 Mayıs 2016 Salı

Bir Başkomserin hikayesi (AZİZİM)

 Bir komserin hikayesidir.
Hikayenin başlangıcını son ziyarette tamamlayarak anlatır.".Dörtyol."kazasında Polislik yapan Yusuf isimli gencin hikayesi.Bir dükkanda terzilik yapan AZİZİM'İı sürekli ziyarete gider.Dükkan sahibi adını,sanını,memleketini sormaz.Yusuf efendi oturur,çay ikram edildiğinde içip çıkar.Ama Yusuf Efendi 5 vakit camidedir.Kazanın Baş meczubu ile de arası iyidir.Sonra başka yerlere tayin olur.5 yıl sonra tekrar sivil kıyafet içinde aynı dükkanın önüne gelir ve bu sefer müsade isteyerek dükkana girir,müsade isteyerek oturur.Hikayesini anlatmaya başlar:Ben Niğde'nin merkez köylerinde fakir bir ailenin çocuğu idim.Bir ineğimiz,üç beş tavuğumuz vardı.Anam babam fakirdi rençberlik işlerini yapardım.Zaten karnımızı zor doyuruyoruz .Evlenmek hayaldi.Köy muhtarının traktörüne  Niğde'nin pazarının olduğu bir gün,köyün insanları olarak bineriz.Elimizde pazarda satacak nelerimiz varsa(Yoğurt-süt-yumurta-yağ v.s)pazarda satarız,giyecek v.s ihtiyacımız varsa alır öğleden sonra da aynı traktörle köye dönerdik.Köy ile şehir arası uzun bir mesafe olduğu için traktör yarı yolda mola verir ihtiyaç gidermek için inerdik.Böyle bir dönüş esnasında dere kenarında ihtiyaç giderirken toprak üzerinde bir kafatası buldum.Aldım,temizledim.Hoşuma gitti.Paytomun içine sakladım.Traktördekiler nasılsa görmüşler.benden  uzak durdular.Eve vardım .Anne babam karşı çıktı .ben onları dinlemedim.akşamları bu kurukafa ile beraber yatmakta bir müddet devam ettim.Ana babama 'da eğer bu kafatasını dışarı atarsanız ben de pazar için Niğdeye gitmem tehdidini yaptım.Çünkü bu kafayı sevmeye başladım.Bir zaman sonra Niğde'de olduğum gün,köye dönüş hazırlıkları yaparken ihtiyar birisi yanıma yaklaştı.Oğlum Polis olsana dedi.Bende nasıl olunur bilmem ki dedim.Bana işaret ederek bak orda Niğde Emniyet binası,bir arzuhalciye dilekçe yazdır ver dedi.Bende emniyet binasının yanında olan arzuhalciye ücret vererek Dilekçe yazdırdımSaat 16.45 emniyetten içeri girdim.Masa başındaki beylere dilekçemi uzattım.Bana şöyle bir baktılar.İçlerinden birisi Tam zarfı kapatıyorduk.Bunun dilekçesinide dosyaya koyun dediler.ve ben köye döndüm.Bir ay sonra muhtar köyde beni buldu:"-Seni Emniyetten istiyorlar!şaşırdım.Aklıma bir şey gelmedi.Emniyetle benim ne işim olabilir?Ana babam telaşlandı.Bir suçmu işledim birisi iftiramı attı.Neyse pazar için gittiğimizde Emniyete uğradım.Komiser bana dedi ki:Hemen bir hafta içinde yol paranı v.s hazırla seni polis okuluna göndereceğiz.


Ana babada para yok zor bela ödünç yol parasını bulduk ve polis okuluna gittik.Polis olduk.....yere tayin oldum çalışıyorum.İhtiyar bir zat aşina bir şekilde beni buldu.Gel bizim hanede sana bir çay ikram edeyim.Evine gittik.hoş beş,çay kahve v.s sonra Hadi seninle bir namaz kılalım deyince Ben hiç namaz kılmamışım.Ana babamdan da görmedim.Namaz bilmem sadece Besmeleyi bilirim m deyince Bana tarif ederek namazı öğretti.o kazada bulunduğum süre içinde sohbetimiz devam etti.Tayin vesilesiyle değişik yerler dolaştıysam da bu zatla irtibatımı kaybetmedim.Bu kazadan gittikten sonra komser oldum.Şimdi emekli oldum.Bu kazaya da gelme nedenim şu:Burada memurluk yaparken biriktirdiğim para ile bir arsa almıştım.Bu arsayı satmaya niyet ettim.Zatı muhteremime danıştım.Oraya git ancak önce o dükkandaki Terzi Efendi'den  satmak için müsade iste dedi.Terzi olan bu zat :"-Sat ülen o halde"deyince Yusuf Efendi iki saat sonra tekrar dükkana gelir ve masanın üzerine bir tomar para bırakır.Efendim Arsayı sattım.Bana göre iyi bir para.buyrun içinden alın"deyince Terzi Efendi:"-oğlum sen bu parayı o efendiye götüreceksin"deyince Polis duraklar ve sözü şöyle bitirir:Efendim de paranın içinden hiçbir şey almadan geri bana iade edeceğini söylemişti ama ben yinede teklifimi yaptım..
Hikaye burda biter.Ala danayı sevmenin bir mantığı varda Kuru kafayı sevmenin mantığını anlamak zor.Ancak her ikisinin özünde de Muhabbet yazılı bir kapıdan ancak o binaya girilebildiğini anlatmışlardı.Uzun oldu özür dilerim .Kalın sağlıcakla 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder