22 Kasım 2015 Pazar

nur sütunları nurun ala nur HAY İBN YAKSAN İBN TUFEYL


Sühreverdi, Heyakilü'n-Nur (Nur Heykelleri) adlı eserine, "Ey Kayyum, bizi nurunla güçlendir, nur üzerine yerleştir ve Nura doğru götür." cümlesiyle başlar. "Nur" sözcüğünün üç defa tekrar edilmesiyle dikkat çeken cümle, işraki hikmetin en kestirme tanı­ mını vermektedir. Bunu daha iyi anlayabilmek için cümledeki bi­rinci "nur"un saf aklı, ikinci "nur"un bilgiyi, üçüncü "nur"un da nurların nuru olan Tanrı'yı simgelediğini bilmek yeterlidir...
**
kon
uya biraz daha yakından bakıldığında İşraki hikmetin bir varlık kuramı üzerine bina edildiği görülür. Buna göre varlık, Tan­ rı'nın sürekli tecellisinden, tecellilerin somutlaşmasından oluşmak­ tadır ve varoluş her an yenilenmektedir. Bu olay güneş ışınlarının taşması, dünyayı kuşatması, görünür kılması olayı ile simgelene- bilir. Ibn Tufeyl'in benzetmesiyle söylemek gerekirse evren, güne­ şin karşısındaki ilk aynadan başlayarak bir aynalar düzeneği için­ de güneşin suretinin aynadan aynaya yansıyarak son aynadan su­ ya yansımasından başka bir şey değildir. Dolayısıyla Tanrı bilgisi­ ne ulaşmanın en sağlıklı yolu tecellileri alabilmeye, o da insanın maddi ve manevi pisliklerden arınmasına, kalbini bir ayna gibi parlatmasına bağlıdır. Kalb bir ayna durumunu almca tecelliler orada yansımaya, eş deyişle işrak (aydınlanma) olayı, başlar.
Özetlemek gerekirse Ibn Tufeyl'in felsefesi, Garaudy'nin ye­ rinde adlandırmasıyla "nebevi felsefe",4 rasyonel düşünceden yo­ la çıkarak keşf ve ilhama ulaşan ve bu nedenle son noktada sufilik- le çakışan bir "zevk yolu"dur.5 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder