Sühreverdi, Heyakilü'n-Nur (Nur Heykelleri) adlı eserine, "Ey
Kayyum, bizi nurunla güçlendir, nur üzerine yerleştir ve Nura
doğru götür." cümlesiyle başlar. "Nur" sözcüğünün üç defa tekrar
edilmesiyle dikkat çeken cümle, işraki hikmetin en kestirme tanı
mını vermektedir. Bunu daha iyi anlayabilmek için cümledeki birinci "nur"un saf aklı, ikinci "nur"un bilgiyi, üçüncü "nur"un da
nurların nuru olan Tanrı'yı simgelediğini bilmek yeterlidir...
**
konuya biraz daha yakından bakıldığında İşraki hikmetin bir varlık kuramı üzerine bina edildiği görülür. Buna göre varlık, Tan rı'nın sürekli tecellisinden, tecellilerin somutlaşmasından oluşmak tadır ve varoluş her an yenilenmektedir. Bu olay güneş ışınlarının taşması, dünyayı kuşatması, görünür kılması olayı ile simgelene- bilir. Ibn Tufeyl'in benzetmesiyle söylemek gerekirse evren, güne şin karşısındaki ilk aynadan başlayarak bir aynalar düzeneği için de güneşin suretinin aynadan aynaya yansıyarak son aynadan su ya yansımasından başka bir şey değildir. Dolayısıyla Tanrı bilgisi ne ulaşmanın en sağlıklı yolu tecellileri alabilmeye, o da insanın maddi ve manevi pisliklerden arınmasına, kalbini bir ayna gibi parlatmasına bağlıdır. Kalb bir ayna durumunu almca tecelliler orada yansımaya, eş deyişle işrak (aydınlanma) olayı, başlar.
**
konuya biraz daha yakından bakıldığında İşraki hikmetin bir varlık kuramı üzerine bina edildiği görülür. Buna göre varlık, Tan rı'nın sürekli tecellisinden, tecellilerin somutlaşmasından oluşmak tadır ve varoluş her an yenilenmektedir. Bu olay güneş ışınlarının taşması, dünyayı kuşatması, görünür kılması olayı ile simgelene- bilir. Ibn Tufeyl'in benzetmesiyle söylemek gerekirse evren, güne şin karşısındaki ilk aynadan başlayarak bir aynalar düzeneği için de güneşin suretinin aynadan aynaya yansıyarak son aynadan su ya yansımasından başka bir şey değildir. Dolayısıyla Tanrı bilgisi ne ulaşmanın en sağlıklı yolu tecellileri alabilmeye, o da insanın maddi ve manevi pisliklerden arınmasına, kalbini bir ayna gibi parlatmasına bağlıdır. Kalb bir ayna durumunu almca tecelliler orada yansımaya, eş deyişle işrak (aydınlanma) olayı, başlar.
Özetlemek gerekirse Ibn Tufeyl'in felsefesi, Garaudy'nin ye
rinde adlandırmasıyla "nebevi felsefe",4 rasyonel düşünceden yo
la çıkarak keşf ve ilhama ulaşan ve bu nedenle son noktada sufilik-
le çakışan bir "zevk yolu"dur.5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder