Bir şahıs Ebul Abbas Kassab-ı Amili (k.s) hazretlerinin huzuruna gelip ondan keramet istedi. Hazret ona cevaben dedi ki:"Ne vaki olduğunu görmüyor musun? Bir kasap oğlu babasından kasaplık öğrenmiş olsun; ona bir şey göstersinler ve onu cezb etsinler, Bağdad'da Şibli'nin önüne sevk etsinler ve Bağdad'dan Mekke'ye ve Mekke'den Medine'ye ve Medine'den Kudus-ü Şerif'e götürsünler ve Kudüs'de Hızır (a.s) ı ona göstersinler ve onu kabul etmesini Hızır'ın kalbine ilka etsinler ve onunla sohbet etsin!..Ve buraya getirsinler ve alem halkı ona müteveccih olsun. Hatta meyhanelerden gelip zulmetlerden bizar olsunlar ve tövbe etsinler ve nimetlerini feda etsinler ve etrafı alemden gelip bizden Hakk'ı istesinler. Bundan ziyade keramet olur mu?" O şahıs dedi ki:"Ey Şeyh, benim göreceğim bir keramet lazımdır "H..Şeyh cevaben buyurdu ki:"Biz kasap gibi bir avamın oğlu olduğumuz halde büyüklerin sadrına geçip oturalım ve yerin dibine geçmeyelim ve duvar üzerimize yıkılmasın ve bu ev üstümüze çökmesin ve mülkü ve padişahlığı yok iken bizim gibi bir kimse velayet sahibi olsun; aletsiz ve kesbsiz rızık yesin ve halayıka yedirsin!..Bunlar keramet değil midir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder